ration - Anglais Turc Phrases
Anglais Turc
ration karneye bağlamak v.
  • Due to the panic buying, long-life milk was rationed during the coronavirus pandemic.
  • Koronavirüs pandemisi sırasında yaşanan paniğin etkisiyle satışlar patladığı için uzun ömürlü sütler karneye bağlandı.
  • The government rationed meat during the war.
  • Hükümet savaş sırasında eti karneye bağladı.
Show More (-1)
ration tayın n.
  • During World War 2, coal was also on ration.
  • İkinci Dünya Savaşı sırasında kömür de karneye bağlanmıştı.
Show More (-2)
ration miktar n.
  • Since I am on a diet, a ration of bacon will be enough for my breakfast.
  • Diyette olduğum için kahvaltıda bir miktar domuz pastırması yeterli olacaktır.
Show More (-2)
ration (belirli miktarda bir yiyecek ile) yetinmek v.
  • Leah had to ration herself into only one slice of bread each day.
  • Leah, her gün yalnızca bir dilim ekmekle yetinmek zorundaydı.
Show More (-2)
ration karne ile vermek v.
  • The government rationed meat during the war.
  • Savaş sırasında hükümet eti karne ile verdi.
Show More (-2)