relatively - Anglais Turc Phrases
Anglais Turc
relatively nispeten adv.
  • We are having a relatively small wedding reception due to the pandemic.
  • Pandemi nedeniyle nispeten ufak bir düğün töreni yapıyoruz.
  • In the Netherlands relatively clean power stations have been shut down to enable dirty electricity to be imported.
  • Hollanda'da kirli elektriğin ithal edilebilmesi için nispeten temiz enerji santralleri kapatılmıştır.
  • The second is that, if it is envisaged that action will be taken, six months is again a relatively short period.
  • İkincisi ise, eğer harekete geçilmesi öngörülüyorsa, altı ay yine nispeten kısa bir süredir.
Show More (137)
relatively göreceli olarak adv.
  • This increase will be still greater in the candidate countries, relatively speaking.
  • Bu artış aday ülkelerde göreceli olarak daha da fazla olacaktır.
  • The first, which, relatively speaking, was the mildest, hit my own house.
  • İlki, ki göreceli olarak en hafifiydi, kendi evimi vurdu.
  • The first, which, relatively speaking, was the mildest, hit my own house.
  • İlki, ki bu göreceli olarak en hafifiydi, benim kendi evimi vurmuştur.
Show More (1)
relatively görece adv.
  • Germany, France, Italy and Portugal again recorded relatively high deficits.
  • Almanya, Fransa, İtalya ve Portekiz yine görece yüksek açıklar kaydetti.
  • This place seems to have relatively low levels of pollution.
  • Bu yer görece düşük kirlilik düzeyine sahip gibi görünüyor.
  • I consider myself relatively lucky.
  • Kendimi görece şanslı kabul ediyorum.
Show More (0)