|
- A common immigration policy is required in the EU so that the asylum system can be made more relaxed.
- İltica sisteminin daha rahat hale getirilebilmesi için AB'de ortak bir göç politikası gereklidir.
- I want to live a relaxed life in the country after I retire.
- Emekli olduktan sonra taşrada rahat bir hayat yaşamak istiyorum.
- Play in a more relaxed manner.
- Daha rahat bir şekilde oynayın.
- Play in a more relaxed manner.
- Daha rahat bir şekilde oyna.
- I already feel relaxed.
- Şimdiden rahatladım.
- We just relaxed and had fun.
- Rahatladık ve eğlendik.
- You seem so relaxed.
- Çok rahat görünüyorsun.
- Tom doesn't seem to be as relaxed as Mary.
- Tom, Mary kadar rahat görünmüyor.
- I think Tom is relaxed.
- Bence Tom rahat biri.
- Tom relaxed on the couch.
- Tom kanepede rahatladı.
- Tom seems more relaxed than Mary.
- Tom, Mary'den daha rahat görünüyor.
- Tom said I seemed relaxed.
- Tom rahat göründüğümü söyledi.
- I'm very relaxed.
- Çok rahatım.
- I feel more relaxed.
- Daha rahat hissediyorum.
- She was relaxed.
- O rahatladı.
- Tom told me to stay relaxed.
- Tom bana rahat olmamı söyledi.
- I thought Tom would be nervous, but he was very relaxed.
- Ben Tom'un gergin olacağını düşündüm ama çok rahattı.
- They relaxed around the campfire.
- Kamp ateşinin etrafında rahatladılar.
- Tom relaxed a little.
- Tom biraz rahatladı.
- You look pretty relaxed.
- Oldukça rahat görünüyorsun.
- Germans have a more relaxed attitude towards nudity.
- Almanlar çıplaklığa karşı daha rahat bir tutuma sahipler.
- We relaxed in the jacuzzi.
- Biz jakuzide rahatladık.
- Are you relaxed?
- Rahatladın mı?
- I feel more relaxed.
- Ben daha rahat hissediyorum.
- Tom seemed quite relaxed.
- Tom oldukça rahat görünüyordu.
- I was pretty relaxed.
- Oldukça rahattım.
- She's always very calm and relaxed.
- O her zaman çok sakin ve rahat.
- Tom is always relaxed.
- Tom her zaman rahattır.
- Weren't you relaxed?
- Rahat değil miydin?
- Tom didn't seem to be as relaxed as Mary.
- Tom, Mary kadar rahat görünmüyordu.
- They both relaxed.
- Onların ikisi de rahatladılar.
- Tom said I looked relaxed.
- Tom rahat göründüğümü söyledi.
- I felt much more relaxed.
- Ben çok daha rahat hissettim.
- Tom always seems to be relaxed.
- Tom her zaman rahat görünüyor.
- They relaxed.
- Rahatladılar.
- You're relaxed.
- Sen rahatsın.
- We relaxed in the jacuzzi.
- Jakuzide rahatladık.
- Are you relaxed?
- Rahat mısınız?
- Tom is relaxed.
- Tom rahat.
- We relaxed in the living room.
- Oturma odasında rahatladık.
- Tom was very relaxed.
- Tom çok rahattı.
- Tom didn't seem to be as relaxed as Mary seemed to be.
- Tom, Mary kadar rahat görünmüyordu.
- Tom relaxed.
- Tom rahatladı.
- I relaxed.
- Ben rahatladım.
- Germans have a more relaxed attitude towards nudity.
- Almanların çıplaklığa karşı daha rahat bir tutumu var.
- Don't get too relaxed about it.
- Bu konuda çok rahat olmayın.
- Tom and Mary both relaxed.
- Tom ve Mary'nin her ikisi de rahatladılar.
- Tom seems quite relaxed.
- Tom oldukça rahat görünüyor.
- Tom looks pretty relaxed.
- Tom oldukça rahat görünüyor.
- Weren't you relaxed?
- Rahatlamadın mı?
- They said they were relaxed.
- Rahat olduklarını söylediler.
- Don't you feel happy and relaxed?
- Mutlu ve rahat hissetmiyor musun?
- Tom said he was relaxed.
- Tom rahat olduğunu söyledi.
- Everyone looked relaxed and happy.
- Herkes rahat ve mutlu görünüyordu.
- I thought Tom would be nervous, but he was very relaxed.
- Tom'un gergin olacağını düşünmüştüm ama o çok rahattı.
- Tom relaxed a bit.
- Tom biraz rahatladı.
- I'm relaxed.
- Ben rahatladım.
- They relaxed in front of the fire.
- Ateşin önünde rahatladılar.
- We're relaxed.
- Biz rahatız.
- They both relaxed.
- İkisi de rahatladı.
- Tom said he was relaxed.
- Tom rahatladığını söyledi.
Show More (60)
|