1 |
renewed |
yeni |
adj. |
|
- The summit went ahead, despite renewed protests.
- Zirve, yeni protestolara rağmen devam etti.
- Unfortunately, the Israelis and the Palestinians did not succeed in this renewed attempt to call a ceasefire.
- Ne yazık ki İsrailliler ve Filistinliler bu yeni ateşkes girişiminde başarılı olamadılar.
- That peace has been shattered by renewed acts of terror intended to wreck the peace process.
- Bu barış, barış sürecini mahvetmeyi amaçlayan yeni terör eylemlerinden ötürü yerle bir olmuştur.
- Neither would another Treaty be required, or renewed ratification.
- Başka bir Antlaşma ya da yeni bir onaylama da gerekmeyecektir.
- I might add that this encourages renewed investment and creates jobs.
- Bunun yeni yatırımları teşvik ettiğini ve istihdam yarattığını da ekleyebilirim.
- A higher preference would also lead to renewed attacks in the WTO.
- Daha yüksek bir tercih aynı zamanda DTÖ'de yeni saldırılara yol açacaktır.
- Any philosophy of change could give rise to renewed crisis.
- Herhangi bir değişim felsefesi yeni krizlere yol açabilir.
- Our failure on this approach has meant a further descent into renewed clashes.
- Bu yaklaşımdaki başarısızlığımız, yeni çatışmalara doğru daha fazla iniş anlamına gelmektedir.
Show More (5)
|
2 |
renewed |
tazelenmiş |
adj. |
|
- After a warm shower, Nolan felt renewed.
- Nolan, ılık bir duştan sonra kendini tazelenmiş hissediyordu.
Show More (-2)
|
3 |
renewed |
yenilenen |
adj. |
|
- Every one of us needs to be renewed every single day.
- Her birimizin her Allah'ın gün yenilenmeye ihtiyacı vardır.
Show More (-2)
|
4 |
renewed |
yenilenmiş |
adj. |
|
- The recently renewed building was destroyed due to the major earthquake.
- Yakın zamanda yenilenmiş olan bina büyük deprem nedeniyle yıkılmıştır.
Show More (-2)
|
5 |
renewed |
yenilemek |
v. |
|
- Curtains and carpets were renewed.
- Perdeler ve halılar yenilendi.
Show More (-2)
|