1 |
residual |
artık |
n., adj. |
|
- The possible adverse effects on human health of these residual metabolites require further assessment.
- Bu artık metabolitlerin insan sağlığı üzerindeki olası olumsuz etkileri daha fazla değerlendirme gerektirmektedir.
- One must wait for the residuals to converge before being able to use the simulation's results.
- Simülasyon sonuçlarını kullanmadan önce artıkların biraraya gelmesini beklemek gerekir.
- One must wait for the residuals to converge before being able to use the simulation's results.
- Simülasyon sonuçlarını kullanabilmek için artıkların yakınsamasını beklemek gerekir.
Show More (0)
|
2 |
residual |
kalıntı |
n. |
|
- The use of stem cells from one's own body or if necessary from residual embryos, is defensible.
- Kişinin kendi vücudundan ya da gerekirse embriyo kalıntılarından elde edilen kök hücrelerin kullanılması savunulabilir.
- The possible adverse effects on human health of these residual metabolites require further assessment.
- Bu kalıntı metabolitlerin insan sağlığı üzerindeki olası olumsuz etkileri daha fazla değerlendirme gerektirmektedir.
Show More (-1)
|
3 |
residual |
kalan |
adj. |
|
- Now clean up any residual dust.
- Şimdi kalan tozu temizleyin.
- Now clean up any residual dust.
- Şimdi kalan tozları temizleyin.
Show More (-1)
|
4 |
residual |
arta kalan |
adj. |
|
- She felt residual bitterness even years after her divorce.
- Boşanmasından yıllar sonra bile arta kalan bir acı hissediyordu.
Show More (-2)
|