|
- Some countries are blessed with natural resources.
- Bazı ülkelere doğal kaynaklar bahşedilmiştir.
- Fish stocks are a truly natural resource and should be renewable for all time.
- Balık rezervleri gerçek anlamda doğal bir kaynaktır ve her zaman için yenilenebilir olmalıdır.
- Public sector information is a key content resource.
- Kamu sektörü bilgileri önemli bir içerik kaynağıdır.
- We all must be socially responsible about protecting the environment because it is inherently a finite resource.
- Hepimiz çevrenin korunması konusunda sosyal sorumluluk sahibi olmalıyız çünkü çevre doğası gereği sınırlı bir kaynaktır.
- We need to train and retain scientists; women scientists in particular are a wasted resource.
- Bilim insanlarını eğitmemiz ve elimizde tutmamız gerekiyor; özellikle kadın bilim insanları boşa harcanan bir kaynaktır.
- Water is a scarce resource and its 2.2 million people are poor and live in rural areas.
- Su kıt bir kaynaktır ve 2,2 milyon insan yoksuldur ve kırsal alanlarda yaşamaktadır.
- Fish are a universally scarce resource.
- Balık evrensel olarak kıt bir kaynaktır.
- They want their great potential to be a major resource for the whole Union.
- Sahip oldukları büyük potansiyelin tüm Birlik için önemli bir kaynak olmasını istiyorlar.
- In particular, I would urge that close attention be paid to those areas where resource gaps have been identified.
- Özellikle, kaynak eksikliklerinin tespit edildiği alanlara yakın ilgi gösterilmesi konusunda ısrar ediyorum.
- They are already having implications for resource availability.
- Kaynakların kullanılabilirliği üzerinde şimdiden etkileri var.
- As long as fish are considered to be a common European resource, there will be no sense of ownership or responsibility.
- Balık Avrupa'nın ortak kaynağı olarak görüldüğü sürece, sahiplenme ya da sorumluluk duygusu olmayacaktır.
- Oil is not the only resource in that country.
- Bu ülkedeki tek kaynak petrol değildir.
- It is this precious resource that I should like to turn to.
- İşte bu değerli kaynağa başvurmak istiyorum.
- Lignite is the main indigenous resource.
- Başlıca yerli kaynak linyittir.
- In particular, I would urge that close attention be paid to those areas where resource gaps have been identified.
- Özellikle de kaynak açığının tespit edildiği alanlara yakın ilgi gösterilmesini rica ediyorum.
- The elderly are ultimately a resource and must therefore be considered in positive terms.
- Yaşlılar nihayetinde bir kaynaktır ve bu nedenle olumlu terimlerle değerlendirilmelidir.
- This shift towards the GNP resource can undoubtedly be viewed with mixed feelings.
- GSMH kaynağına yönelik bu kayma şüphesiz çelişkili duygularla karşılanabilir.
- Following the same logic, any device that must be reached through the network is a remote resource.
- Aynı mantıkla ağ üzerinden ulaşılması gereken her araç uzak bir kaynaktır.
- Internet marketing gives you an opportunity to demonstrate your expert as a go-to resource.
- İnternet üzerinden pazarlama, size uzmanlığınızı başvurulacak bir kaynak olarak gösterme fırsatı verir.
- Following the same logic, any device that must be reached through the network is a remote resource.
- Aynı mantığı izleyerek, ağ üzerinden ulaşılması gereken herhangi bir cihaz uzak bir kaynaktır.
- Internet marketing gives you an opportunity to demonstrate your expert as a go-to resource.
- İnternet pazarlaması size, uzmanınızı başvurulacak kaynak olarak gösterme fırsatı verir.
- The local device name has a remembered connection to another network resource.
- Yerel cihaz adının başka bir ağ kaynağıyla önceden kayıtlı bir bağlantısı vardır.
- The local device name has a remembered connection to another network resource.
- Yerel aygıt adının bir başka ağ kaynağına yapılmış anımsanan bağlantısı mevcut.
- Until recent history, groundwater was not a highly utilized resource.
- Yakın tarihe kadar yeraltı suyu çok kullanılan bir kaynak değildi.
- The local device name has a remembered connection to another network resource.
- Yerel cihaz adının başka bir ağ kaynağıyla anıımsanan bir bağlantısı mevcut.
- Internet marketing gives you an opportunity to demonstrate your expert as a go-to resource.
- İnternet pazarlamacılığı, uzmanlığınızı başvurulabilecek bir kaynak olarak göstermek için bir fırsat sunar.
- Following the same logic, any device that must be reached through the network is a remote resource.
- Aynı mantığı izlersek, ağ üzerinden ulaşılabilen herhangi bir araç uzak bir kaynaktır.
- Water is a natural resource of vital importance.
- Su hayati bir önem taşıyan doğal bir kaynaktır.
- This is a wonderful resource.
- Bu harika bir kaynak.
- Water is a precious resource.
- Su değerli bir kaynaktır.
- Love is not a finite resource.
- Aşk sonlu bir kaynak değildir.
- Love is not a finite resource.
- Sevgi sınırlı bir kaynak değildir.
- Hydropower is a renewable resource, but oil, coal and natural gas are not.
- Hidroelektrik yenilenebilir bir kaynaktır ama petrol, kömür ve doğal gaz değil.
- Water is a natural resource of vital importance.
- Su hayati öneme sahip doğal bir kaynaktır.
- Water is a precious resource.
- Su çok kıymetli bir kaynaktır.
- Hydropower is a renewable resource, but oil, coal and natural gas are not.
- Hidroelektrik yenilenebilir bir kaynaktır, ancak petrol, kömür ve doğal gaz değildir.
- This is a wonderful resource.
- Bu harika bir kaynaktır.
- Hydropower is a renewable resource.
- Hidroelektrik yenilenebilir bir kaynaktır.
- A library is the best resource for books.
- Bir kütüphane kitaplar için en iyi kaynaktır.
Show More (36)
|