|
- The rich man bought a Millet.
- Zengin adam bir Millet satın aldı.
- The rich man bought a Millet.
- Zengin adam bir Millet aldı.
- Tom is the richest man I know.
- Tom tanıdığım en zengin adam.
- Tom Jackson is the richest man in Boston.
- Tom Jackson Boston'daki en zengin adam.
- Jeff Bezos is the world’s richest man.
- Jeff Bezos dünyanın en zengin adamı.
- He is the richest man in town.
- Şehirdeki en zengin adam o.
- People say that he is the richest man in this town.
- İnsanlar onun bu şehirde en zengin adam olduğunu söylüyorlar.
- This rich man is greedy.
- Bu zengin adam açgözlü.
- The richest man cannot buy true love.
- En zengin adam bile gerçek aşkı satın alamaz.
- My wife spends money as if I were the richest man in town.
- Karım sanki ben şehrin en zengin adamıymışım gibi para harcar.
- Jeff Bezos is the world’s richest man.
- Jeff Bezos dünyanın en zengin adamıdır.
- I wouldn't marry Tom even if he were the richest man in the world.
- Dünyanın en zengin adamı bile olsa Tom'la evlenmezdim.
- Tom is the richest man in town.
- Tom kasabadaki en zengin adam.
- Tom is the richest man in this town.
- Tom bu kasabanın en zengin adamı.
- He is the richest man on earth.
- O, dünyadaki en zengin adam.
- Bill Gates is the world's richest man.
- Bill Gates dünyanın en zengin adamı.
- My wife throws my money around as if I were the richest man in town.
- Karım sanki kasabanın en zengin adamıymışım gibi paramı etrafa saçıyor.
- Tom is the 1,800,132,420th richest man in the world.
- Tom dünyadaki 1.800.132.420. en zengin adamdır.
- The richest man in the world cannot buy everything.
- Dünyanın en zengin adamı her şeyi satın alamaz.
- Tom Jackson is one of the richest men in Boston.
- Tom Jackson Boston'un en zengin adamlarından biri.
- The poor man eats when he can, but the rich man eats when he wants.
- Fakir adam yiyebildiği zaman yer, ama zengin adam istediği zaman yer.
- Tom is the richest man in town.
- Tom kasabanın en zengin adamı.
- People say that he is the richest man in this town.
- İnsanlar onun bu kasabadaki en zengin adam olduğunu söylüyor.
- Tom is one of the richest men in Boston.
- Tom Boston'daki en zengin adamlardan biri.
- The gangsters extorted a vast sum of money from the rich man.
- Gangsterler büyük miktarda parayı zengin adamdan gasp ettiler.
- Tom was from a humble background, but he became one of the richest men in the country.
- Tom'un mütevazı bir geçmişi vardı ama o ülkenin en zengin adamlarından biri haline geldi.
- Tom Jackson is one of the richest men in Boston.
- Tom Jackson, Boston'un en zengin adamlarından biridir.
- Tom is one of the richest men in town.
- Tom kasabadaki en zengin adamlardan biri.
- My wife spends money as if I were the richest man in town.
- Eşim, sanki ben kentin en zengin adamıymışım gibi para harcıyor.
- The gangsters extorted a vast sum of money from the rich man.
- Gangsterler zengin adamdan büyük miktarda para gasp ettiler.
- Tom is the richest man in this town.
- Tom bu şehirdeki en zengin adam.
- Even the richest man cannot buy everything.
- En zengin adam bile her şeyi satın alamaz.
- Tom is one of the richest men in the world.
- Tom dünyanın en zengin adamlarından biri.
- He is the richest man on earth.
- O dünyadaki en zengin adam.
- Tom was from a humble background, but he became one of the richest men in the country.
- Tom mütevazı bir geçmişten geliyordu, ama ülkenin en zengin adamlarından biri oldu.
- Tom is one of the richest men in town.
- Tom kasabanın en zengin adamlarından biridir.
- Tom Jackson is the richest man in Boston.
- Tom Jackson Boston'da en zengin adamdır.
- Tom is the richest man in the universe.
- Tom evrendeki en zengin adam.
- He is the richest man in town.
- O, şehirdeki en zengin adam.
Show More (36)
|
