|
- The attempted robbery at the market made the locals uncomfortable.
- Marketteki soygun girişimi bölge halkını tedirgin etti.
- Terrorism, killing, robbery and the destruction of property are to be forbidden, Well, they are already forbidden.
- Terörizm, öldürme, soygun ve mülke zarar verme yasaklanmalıdır ki Zaten bunlar yasaklanmıştır.
- It is disgraceful that drivers should live in fear of assault and robbery.
- Sürücülerin saldırı ve soygun korkusu içinde yaşaması utanç vericidir.
- It was a robbery gone wrong.
- Ters gitmiş bir soygundu.
- Tom told Mary about the robbery.
- Tom Mary'e soygundan bahsetti.
- That's highway robbery.
- O, otoban soygunu.
- The police found nothing to link Dan to the robbery.
- Polis Dan'ı soyguna bağlayacak bir şey bulamadı.
- Dan wanted to attempt the robbery.
- Dan soyguna kalkışmak istedi.
- The convenience store robbery was a great inconvenience to me.
- Bakkal soygunu benim için büyük sıkıntı oldu.
- He has something to do with the robbery.
- Soygunla bir ilgisi var.
- Tom told us about the robbery.
- Tom bize soygunu anlattı.
- Tom didn't tell Mary about the robbery.
- Tom,Mary'ye soygundan bahsetmedi.
- Fadil confessed to setting up the robbery.
- Fadıl soygunu düzenlediğini itiraf etti.
- She admitted her involvement in the robbery.
- Soyguna karıştığını itiraf etti.
- Tom didn't tell Mary about the robbery.
- Tom Mary'ye soygunu anlatmadı.
- Tom confessed to the robbery.
- Tom soygunu itiraf etti.
- Tom had nothing to do with the robbery.
- Tom'un soygunla hiçbir ilgisi yoktu.
- He was sent to jail for the robbery.
- Soygundan dolayı hapse gönderildi.
- Sami was jailed for his part in one of the biggest robberies in Egypt.
- Sami Mısır'daki en büyük soygunlardan birine karıştığı için hapse atıldı.
- He was in prison on a charge of robbery.
- Soygun suçlamasıyla hapisteydi.
- The robbery was blamed on Tom.
- Soygundan Tom sorumlu tutuldu.
- Tom denied knowing anything about the robbery.
- Tom soygun hakkında bir şey bildiğini inkar etti.
- I want it to look like a robbery.
- Bir soygun gibi görünmesini istiyorum.
- Tom told Mary about the robbery.
- Tom Mary'ye soygunu anlattı.
- He was arrested as an accessory to the robbery.
- Soygunda suç ortağı olarak tutuklandı.
- Tom was involved in the planning of the robbery.
- Tom soygunun planlanmasında yer aldı.
- The robbery that Sami set up led to five men being shot.
- Sami'nin ayarladığı soygun, beş adamın vurulmasına neden oldu.
- When did the robbery happen?
- Soygun ne zaman oldu?
- Fadil was involved in a robbery where two people died.
- Fadıl iki kişinin öldüğü bir soyguna karıştı.
- Sami wanted the murder to look like a robbery.
- Sami cinayetin bir soygun gibi görünmesini istedi.
- Dan wanted to attempt the robbery.
- Dan soygun girişiminde bulunmak istedi.
- That's highway robbery!
- Bu otoyol soygunu!
- Sami confessed to setting up the robbery.
- Sami soygunu düzenlediğini itiraf etmiştir.
- Tom may have been involved in the robbery.
- Tom soyguna karışmış olabilir.
- He was sent to jail for the robbery.
- O soygun nedeniyle hapse gönderildi.
- Layla decided to do another robbery.
- Layla başka bir soygun yapmaya karar verdi.
- He was in prison on a charge of robbery.
- Soygun suçundan hapisteydi.
- He described the robbery in detail.
- Soygunu detaylarıyla anlattı.
- The robbery was caught on a security camera.
- Soygun, güvenlik kamerasına yakalandı.
- Tom said he didn't know anything about the robbery.
- Tom soygun hakkında bir şey bilmediğini söyledi.
- I want it to look like a robbery.
- Onun bir soygun gibi görünmesini istiyorum.
- When did the robbery take place?
- Soygun ne zaman gerçekleşti?
- The robbery was caught on a security camera.
- Soygun güvenlik kamerasına yakalandı.
- Sami knew that a robbery was about to take place.
- Sami birazdan bir soygunun gerçekleşeceğini biliyordu.
- Sami and Layla set up a robbery.
- Sami ve Leyla bir soygun tasarladılar.
- Fadil knew that a robbery was about to take place.
- Fadıl bir soygunun gerçekleşmek üzere olduğunu biliyordu.
- The robbery that Fadil set up led to five men being shot.
- Fadıl'ın ayarladığı soygun beş kişinin vurulmasına neden oldu.
- The police found nothing to link Dan to the robbery.
- Polis Dan'i soygunla ilişkilendirecek hiçbir şey bulamadı.
- Layla was still unaware of the robbery.
- Leyla hâlâ soygundan habersizdi.
- Tom agreed to participate in the robbery.
- Tom soyguna katılmayı kabul etti.
- Layla decided to do another robbery.
- Leyla bir soygun daha yapmaya karar verdi.
- Fadil died in the robbery.
- Fadıl soygunda öldü.
- Police had to consider the possibility of a robbery.
- Polis soygun olasılığını değerlendirmek zorunda kaldı.
- Murder and robbery are criminal acts.
- Cinayet ve soygun suç eylemleridir.
- This is a robbery!
- Bu bir soygundur!
- Tom talked to Mary about the robbery.
- Tom Mary ile soygun hakkında konuştu.
- Sami died in the robbery.
- Sami soygunda öldü.
- He was arrested as an accessory to the robbery.
- Soygunun suç ortağı olarak tutuklandı.
- Police had to consider the possibility of a robbery.
- Polis soygun ihtimalini göz önünde bulundurmak zorundaydı.
- Fadil confessed to setting up the robbery.
- Fadıl soygunu planladığını itiraf etti.
- Layla may have been involved in the robbery.
- Leyla soyguna karışmış olabilir.
- The robbery that Sami set up led to five men being shot.
- Sami'nin kurduğu soygun beş kişinin vurulmasına neden oldu.
- Sami and Layla set up a robbery.
- Sami ve Layla bir soygun düzenlediler.
- Tom told us about the robbery.
- Tom bize soygundan bahsetti.
- Layla was still unaware of the robbery.
- Layla hala soygunun farkında değildi.
- Layla may have been involved in the robbery.
- Layla soyguna karışmış olabilir.
- Tom was sent to jail for the robbery.
- Tom soygun için hapse gönderildi.
- She participated in the robbery.
- O, soyguna katıldı.
- Was it a robbery?
- O bir soygun muydu?
- That's highway robbery!
- O bir otoban soygunu!
- Tom knew about the robbery.
- Tom soygunu biliyordu.
- Sami was involved in a robbery where two people died.
- Sami iki kişinin öldüğü bir soyguna karıştı.
- Fadil and Layla set up a robbery.
- Fadıl ve Leyla bir soygun planladılar.
- Tom might've been involved in the robbery.
- Tom soyguna karışmış olabilir.
- He described the robbery in detail.
- O, soygunu ayrıntılı olarak anlattı.
- Tom had nothing to do with the robbery.
- Tom'un soygun ile ilgisi yoktu.
- Was it a robbery?
- Soygun muydu?
- That's highway robbery.
- Bu otoban soygunu.
- It was a robbery gone wrong.
- Yanlış giden bir soygundu.
- The two robberies were related.
- İki soygun birbiriyle bağlantılıydı.
- There was no hard evidence linking Tom to the robbery.
- Tom'u soygunla ilişkilendiren somut bir delil yoktu.
- Sami confessed to setting up the robbery.
- Sami soygunu tezgahladığını itiraf etti.
- The two robberies were related.
- İki soygun ilişkiliydi.
- Fadil and Layla set up a robbery.
- Fadıl ve Leyla bir soygun düzenlediler.
- Layla decided to do another robbery.
- Leyla başka bir soygun yapma kararı aldı.
- Phone robbery thwarted in unusual manner.
- Telefon soygunu alışılmadık bir şekilde engellendi.
- She participated in the robbery.
- Soyguna katıldı.
- There's been a series of robberies in the Boston area.
- Boston bölgesinde bir dizi soygun oldu.
- Tom said he didn't know anything about the robbery.
- Tom soygun hakkında hiçbir şey bilmediğini söyledi.
- The police arrested a suspect in connection with the robbery.
- Polis, soygun olayı ile ilişkili olarak bir şüpheliyi tutukladı.
- Tom was sent to jail for the robbery.
- Tom soygundan dolayı hapse gönderildi.
- The police arrested a suspect in connection with the robbery.
- Polis soygunla ilgili olarak bir şüpheliyi tutukladı.
- There's been a series of robberies in the Boston area.
- Boston bölgesinde bir dizi soygun olmuş.
- Sami knew that a robbery was about to take place.
- Sami bir soygunun gerçekleşmek üzere olduğunu biliyordu.
Show More (91)
|
