|
- I've always been a salesman.
- Ben her zaman bir satıcıydım.
- Tom is also a salesman.
- Tom da bir satıcı.
- Tom is a salesman.
- Tom bir satıcıdır.
- Bill's father was a traveling salesman.
- Bill'in babası gezici bir satıcıydı.
- I work as a salesman.
- Satıcı olarak çalışıyorum.
- Tom is a successful salesman.
- Tom başarılı bir satıcıdır.
- Tom is a good salesman.
- Tom iyi bir satıcıdır.
- Tom is a traveling salesman.
- Tom gezici bir satıcı.
- He disguised himself as a salesman and visited her house.
- O bir satıcı kılığına girdi ve onun evini ziyaret etti.
- Tom is a terrible salesman.
- Tom berbat bir satıcı.
- He makes a living as a traveling salesman.
- Geçimini gezici satıcılık yaparak sağlıyor.
- He makes a living as a salesman.
- Bir satıcı olarak geçimini sağlıyor.
- You're a good salesman.
- Sen iyi bir satıcısın.
- Tom is a used car salesman.
- Tom ikinci el araç satıcısı.
- Tom is a salesman, isn't he?
- Tom bir satıcı, değil mi?
- Sami was a vicious malicious salesman.
- Sami kötü niyetli bir satıcıydı.
- Tom is a terrible salesman.
- Tom çok kötü bir satıcı.
- The old man was taken in by a salesman.
- Yaşlı adam satıcı tarafından dolandırıldı.
- Every salesman sings the praises of his wares.
- Her satıcı malını över.
- Tom is a salesman, not a doctor.
- Tom bir satıcı, doktor değil.
- Tom is an effective salesman.
- Tom etkili bir satıcıdır.
- Eventually the salesman persuaded me to buy the expensive machine.
- Sonunda satıcı beni pahalı makineyi almaya ikna etti.
- Tom used to be a used car salesman.
- Tom bir ikinci el araç satıcısıydı.
- The salesman demonstrated how to use the mincer.
- Satıcı kıyma makinesinin nasıl kullanılacağını gösterdi.
- He disguised himself as a salesman and visited her house.
- Satıcı kılığına girdi ve onun evini ziyaret etti.
- Bill's father was a traveling salesman.
- Bill'in babası bir seyyar satıcıydı.
- Tom is a salesman, too, isn't he?
- Tom da bir satıcı, değil mi?
- That salesman looks pretty smart.
- Bu satıcı oldukça zeki görünüyor.
- I was mistaken for a salesman.
- Beni satıcı sandılar.
- Tom, with whom I often drive to work, is a salesman.
- Birlikte sık sık arabayla işe gittiğim Tom, bir satıcıdır.
- The salesman demonstrated how to use it.
- Satıcı, nasıl kullanılacağını gösterdi.
- I work as a salesman.
- Bir satıcı olarak çalışıyorum.
- Tom is an experienced salesman.
- Tom deneyimli bir satıcıdır.
- That salesman looks pretty smart.
- O satıcı oldukça akıllı görünüyor.
- Tom is also a salesman.
- Tom aynı zamanda bir satıcı.
- He lost his job as a used car salesman.
- Kullanılmış araba satıcısı olarak işini kaybetti.
- Tom is a used car salesman.
- Tom kullanılmış araç satıcısıdır.
- The dog snarled at the salesman.
- Köpek satıcıya hırladı.
- He makes a living as a traveling salesman.
- Hayatını gezici satıcılık yaparak kazanıyor.
- Tom was a traveling salesman.
- Tom gezgin bir satıcıydı.
- He's a used car salesman.
- O, bir ikinci el araç satıcısı.
- Tom is a used car salesman.
- Tom kullanılmış araba satıcısı.
- He's a used car salesman.
- O kullanılmış araba satıcısı.
- The salesman demonstrated how to use the machine.
- Satıcı makinenin nasıl kullanılacağını gösterdi.
- Tom lost his job as a used car salesman.
- Tom bir kullanılmış araba satıcısı olarak işini kaybetti.
- Tom is a salesman, too.
- Tom da bir satıcı.
- I was mistaken for a salesman.
- Bir satıcı ile karıştırıldım.
- Tom makes a living as a traveling salesman.
- Tom geçimini gezici satıcılık yaparak sağlıyor.
- He's a salesman too.
- O da bir satıcı.
- She was taken in by the salesman.
- Satıcı tarafından dolandırılmış.
- Eventually the salesman persuaded me to buy the expensive machine.
- Sonunda, satıcı pahalı makineyi almam için beni ikna etti.
- He disguised himself as a salesman and visited her house.
- Satıcı kılığına girmiş ve onun evini ziyaret etmiş.
- Tom's parents didn't want him to become a used car salesman.
- Tom'un ebeveynleri onun bir kullanılmış araba satıcısı olmasını istemiyordu.
- John claimed that the dishonest salesman had tricked him into buying a useless piece of machinery.
- John dürüst olmayan satıcının kendisini işe yaramaz bir makine parçası alması için kandırdığını iddia etti.
- Tom is a salesman.
- Tom bir satıcı.
- She scowled at the rude salesman.
- Kaba satıcıya kaşlarını çattı.
- Tom makes a living as a salesman.
- Tom bir satıcı olarak geçimini sağlıyor.
- Tom is a salesman, too.
- Tom da bir satıcıdır.
- The salesman demonstrated how to use it.
- Satıcı, onun nasıl kullanılacağını gösterdi.
- He's also a salesman.
- O da bir satıcı.
- Tom's parents didn't want him to become a used car salesman.
- Tom'un ailesi onun kullanılmış araba satıcısı olmasını istemedi.
- He disguised himself as a salesman and visited her house.
- Bir satıcı olarak kimliğini gizledi ve onun evini ziyaret etti.
- She was taken in by the salesman.
- O satıcı tarafından kandırıldı.
- Tom makes a living as a traveling salesman.
- Tom bir seyyar satıcı olarak geçimini sağlıyor.
Show More (61)
|