|
- We must prepare ourselves for the worst-case scenario.
- Kendimizi en kötü senaryoya hazırlamalıyız.
- The famous actress refused to act according to the scenario.
- Ünlü aktris senaryoya göre hareket etmeyi reddetti.
- Unfortunately, in Toulouse, the worst imaginable scenario occurred.
- Ne yazık ki Toulouse'da akla gelebilecek en kötü senaryo gerçekleşti.
- The best case scenario is that there will be no change in the consumption of cigarettes.
- En iyi senaryo, sigara tüketiminde hiçbir değişiklik olmayacağıdır.
- The Northern Dimension’s future crucially depends on how well we can link it with this wider scenario.
- Kuzey Boyutunun geleceği büyük ölçüde bu daha geniş senaryo ile ne kadar iyi bağlantı kurabileceğimize bağlıdır.
- This is a worrying scenario for highly indebted families and individuals.
- Bu durum yüksek borçlu aileler ve bireyler için endişe verici bir senaryodur.
- We have managed to convincingly set in motion an enlargement scenario that should succeed.
- Başarılı olması gereken bir genişleme senaryosunu ikna edici bir şekilde harekete geçirmeyi başardık.
- First liberalisation, then regulation again, and the heading for this scenario is self-preservation.
- Önce serbestleştirme, sonra tekrar düzenleme ve bu senaryonun başlığı kendini koruma.
- We hope that it may yet react, in order to avoid another Nice scenario.
- Başka bir Nice senaryosundan kaçınmak için yine de tepki gösterebileceğini umuyoruz.
- Such a scenario must encourage similar dictatorships to go their own way where weapons are concerned.
- Böyle bir senaryo, silahlar söz konusu olduğunda benzer diktatörlükleri kendi yollarına gitmeye teşvik etmelidir.
- The same scenario or worse can be seen, incidentally, in the wine, dairy and most livestock product sectors.
- Aynı senaryo ya da daha kötüsü, tesadüfen, şarap, süt ürünleri ve çoğu hayvansal ürün sektörlerinde de görülebilir.
- That is not defining a scenario, it is endeavouring to achieve it.
- Bu bir senaryo tanımlamak değil, bunu gerçekleştirmek için çaba sarf etmektir.
- I expect that our societies, too, would become right-wing and reactionary in such a scenario.
- Böyle bir senaryoda bizim toplumlarımızın da sağcı ve gerici olacağını tahmin ediyorum.
- I feel that given this scenario, we democrats must present a united front.
- Bu senaryo göz önüne alındığında biz demokratların birleşik bir cephe oluşturmamız gerektiğini düşünüyorum.
- That emerged yet again in the attempted coup in the Central African Republic, in fact a classic scenario.
- Bu durum, Orta Afrika Cumhuriyeti'ndeki darbe girişiminde bir kez daha ortaya çıktı, aslında klasik bir senaryo.
- In this scenario the latter would indeed either renounce its text, modify it or present a legislative proposal.
- Bu senaryoda ikincisi gerçekten de ya kendi metninden vazgeçecek, onu değiştirecek ya da bir yasa teklifi sunacaktır.
- The worst case scenario is that smokers on low incomes will change to cheaper, that is, more harmful cigarettes.
- En kötü senaryo, düşük gelirli sigara içicilerinin daha ucuz, yani daha zararlı sigaralara geçmesidir.
- Whilst that may be true, this disastrous scenario is already happening.
- Bu doğru olsa da, bu felaket senaryosu halihazırda gerçekleşmektedir.
- Let me take you through a scenario.
- Size bir senaryo anlatayım.
- Where war once dominated the scenario, we now have peaceful and democratic co-existence.
- Bir zamanlar savaşın hakim olduğu senaryoda, artık barışçıl ve demokratik bir şekilde bir arada yaşıyoruz.
- That would be the worst scenario as far as Parliament is concerned.
- Parlamento söz konusu olduğunda bu en kötü senaryo olacaktır.
- In this scenario the latter would indeed either renounce its text, modify it or present a legislative proposal.
- Bu senaryoda Komisyon gerçekten de ya kendi metninden vazgeçecek, ya onu değiştirecek ya da bir yasa teklifi sunacaktır.
- A scenario such as this naturally has no place for neutral countries.
- Böyle bir senaryoda doğal olarak tarafsız ülkelere yer yoktur.
- Consider the following scenario.
- Aşağıdaki senaryoyu düşünün.
- That scenario is unlikely.
- Bu senaryo pek olası değil.
- The kidnapping scenario didn't make any sense.
- Kaçırılma senaryosu hiç mantıklı gelmiyordu.
- The kidnapping scenario didn't make any sense.
- Kaçırma senaryosu hiç mantıklı değildi.
- In the worst case scenario we'll just have to look as happy as we can.
- En kötü senaryoda elimizden geldiğince mutlu görünmeliyiz.
Show More (25)
|
