|
- These two journalists and their interpreter have been secretly detained since 5 June in Vientiane in Laos.
- Bu iki gazeteci ve tercümanları 5 Haziran'dan bu yana Laos'un Vientiane şehrinde gizlice gözaltında tutulmaktadır.
- You secretly do.
- Gizlice yapıyorsun.
- Tom is secretly in love with Mary.
- Tom gizlice Mary'ye aşık.
- Tom has secretly been contacting Mary.
- Tom gizlice Mary ile görüşüyor.
- It seemed like you secretly wanted to do that.
- Onu yapmayı gizlice istiyorsun gibi görünüyordu.
- Mary discovered that Tom was secretly a talented singer.
- Mary, Tom'un gizlice yetenekli bir şarkıcı olduğunu keşfetti.
- Tom has been secretly in love with Mary for a long time.
- Tom uzun zamandır gizlice Mary'ye aşık.
- Tom has been secretly in love with Mary for years.
- Tom yıllardır Mary'ye gizlice aşıktır.
- Tom secretly agreed with Mary.
- Tom Mary ile gizlice anlaştı.
- You secretly do.
- Gizlice yaparsın.
- Mary thought that Tom wasn't at the Halloween party, but in fact he was secretly observing her from behind his werewolf mask.
- Mary, Tom'un Cadılar Bayramı partisinde olmadığını sanıyordu ama aslında Tom kurt adam maskesinin arkasından gizlice onu izliyordu.
- He was seen to eat a piece of cake secretly.
- Gizlice bir parça kek yerken görüldü.
- Tom has secretly been in love with Mary for years.
- Tom yıllardır gizlice Mary'ye aşık.
- He's secretly in love with her.
- O gizlice ona aşık.
- The conversation was secretly recorded and used as evidence.
- Konuşma gizlice kaydedildi ve delil olarak kullanıldı.
- Mary shot Tom after secretly reading his unfinished novel.
- Mary, Tom'un bitmemiş romanını gizlice okuduktan sonra onu vurdu.
- I think Tom and Mary are secretly married.
- Sanırım Tom ve Mary gizlice evlendiler.
- The conversation was secretly recorded and used as evidence.
- Konuşma gizlice kaydedildi ve kanıt olarak kullanıldı.
- He has been secretly in love with her.
- Ona gizlice aşık olmuş.
- Mary discovered that Tom was secretly a talented singer.
- Mary Tom'un gizlice yetenekli bir şarkıcı olduğunu keşfetti.
- Many people believe that Tom and Mary are secretly in love with each other.
- Birçok insan Tom ve Mary'nin gizlice birbirlerine aşık olduklarına inanıyor.
- She went secretly.
- O gizlice gitti.
- They continued to export goods secretly.
- Malları gizlice ihraç etmeye devam ettiler.
- Fadil secretly converted to Islam.
- Fadıl gizlice Müslüman oldu.
- Mary admitted that she had been secretly going out with Tom.
- Mary, Tom'la gizlice çıktığını itiraf etti.
- This bank secretly opened bank accounts in people's names without their permission.
- Bu banka, insanların izni olmadan onların adına gizlice banka hesapları açtı.
- He entered the garden secretly.
- Bahçeye gizlice girdi.
- He secretly showed me her picture.
- Bana gizlice onun resmini gösterdi.
- Sami was secretly trying to kill his daugther.
- Sami gizlice kızını öldürmeye çalıştı.
- Tom and Mary are seeing each other secretly.
- Tom ve Mary gizlice görüşüyorlar.
- There is a claim that Lenin was secretly a Baptist.
- Lenin'in gizlice Baptist olduğuna dair bir iddia var.
- Tom caught Mary secretly watching soap operas at night.
- Tom, Mary'yi geceleyin gizlice pembe dizi seyrederken yakaladı.
- Tom never knew that I secretly hated him.
- Tom ondan gizlice nefret ettiğimi bilmiyordu.
- He secretly showed me her photograph.
- Bana gizlice onun fotoğrafını gösterdi.
- What have you two been secretly up to?
- Siz ikiniz gizlice ne yapıyordunuz?
- He entered the garden secretly.
- O, gizlice bahçeye girdi.
- Tom and Mary are seeing each other secretly.
- Tom ve Mary birbirlerini gizlice görüyorlar.
- Fadil secretly converted to Islam.
- Fadıl gizlice İslam'a geçti.
- Tom has been meeting secretly with Mary.
- Tom, Mary ile gizlice buluşuyordu.
- Tom was secretly in love with Mary.
- Tom, Mary'ye gizlice aşık oldu.
- Sami secretly converted to Christianity.
- Sami gizlice Hıristiyan oldu.
- They continued to export goods secretly.
- Gizlice mal ihraç etmeye devam ettiler.
- Sami was secretly trying to kill his daugther.
- Sami gizlice kızını öldürmeye çalışıyordu.
- Tom secretly attempted to frustrate Mary's plans.
- Tom gizlice Mary'nin planlarını boşa çıkarma girişiminde bulundu.
- It seemed like you secretly wanted to do that.
- Bunu gizlice yapmak istiyor gibiydin.
- This bank secretly opened bank accounts in people's names without their permission.
- Bu banka gizlice onların izni olmadan insanların isimlerine banka hesaplarını açtı.
- He secretly showed me her photograph.
- O, bana fotoğrafını gizlice gösterdi.
- Tom was secretly in love with Mary.
- Tom gizlice Mary'ye aşıktı.
- Sami secretly converted to Christianity.
- Sami gizlice Hristiyan oldu.
- I secretly hoped this would happen.
- Ben gizlice bunun olacağını umuyordum.
- Mary shot Tom after secretly reading his unfinished novel.
- Mary onun bitmemiş romanını gizlice okuduktan sonra Tom'u vurdu.
- Sami secretly converted to Christianity.
- Sami gizlice Hristiyanlığa geçti.
- She went secretly.
- Gizlice gitti.
- Tom caught Mary secretly watching soap operas at night.
- Tom, Mary'yi geceleri gizlice pembe dizi izlerken yakaladı.
- Tom was secretly pleased.
- Tom gizlice memnun oldu.
- Many people believe that Tom and Mary are secretly in love with each other.
- Birçok kişi, Tom ve Mary'nin birbirlerine gizlice aşık olduklarına inanıyor.
- He was seen to eat a piece of cake secretly.
- O gizlice bir parça kek yerken görüldü.
- Mary secretly agreed with Tom.
- Mary, Tom'la gizlice anlaştı.
- Tom has been secretly in love with Mary for years.
- Tom yıllardır Mary'ye gizlice aşık.
- Layla was secretly dating not one but two men.
- Layla gizlice bir değil iki erkekle çıkıyordu.
- He secretly showed me her photo.
- O, bana fotoğrafını gizlice gösterdi.
- Tom has been meeting secretly with Mary.
- Tom Mary ile gizlice buluşuyor.
- Layla secretly entered Sami's apartment.
- Layla gizlice Sami'nin dairesine girdi.
- Tom secretly attempted to frustrate Mary's plans.
- Tom gizlice Mary'nin planlarını bozmaya çalıştı.
- Layla was secretly dating not one but two men.
- Leyla gizlice bir değil iki erkekle çıkıyordu.
- The FBI secretly bugged the mobster's hangout.
- FBI gangsterin mekanını gizlice dinlemiş.
- Layla secretly entered Sami's apartment.
- Leyla gizlice Sami'nin dairesine girdi.
- Tom and Mary are secretly in love with each other.
- Tom ve Mary gizlice birbirlerine aşıklar.
- Mary was secretly pleased.
- Mary gizlice memnun oldu.
- She's secretly in love with him.
- O gizlice ona aşık.
- He secretly showed me her photo.
- Bana gizlice onun fotoğrafını gösterdi.
Show More (68)
|