self-sufficiency - Anglais Turc Phrases
Anglais Turc
self-sufficiency kendine kendine yeterlilik n.
  • It is therefore cause for concern that EU self-sufficiency in plant proteins has fallen to below 23%.
  • Bu nedenle AB'nin bitki proteinlerinde kendi kendine yeterliliğinin %23'ün altına düşmüş olması endişe vericidir.
  • These regions have not yet achieved the initial objective of the CAP, namely a degree of agricultural self-sufficiency.
  • Bu bölgeler henüz OTP'nin başlangıçtaki hedefine, yani tarımda kendi kendine yeterlilik düzeyine ulaşamamıştır.
  • What are we going to do to change this, to promote food security and self-sufficiency?
  • Bunu değiştirmek, gıda güvenliğini ve kendi kendine yeterliliği teşvik etmek için ne yapacağız?
Show More (5)
self-sufficiency kendi kendine yetme n.
  • The main issue, however, concerns these countries' self-sufficiency in food.
  • Ancak asıl mesele, bu ülkelerin gıda konusunda kendi kendilerine yetebilmeleriyle ilgilidir.
Show More (-2)