|
- He puts cream on his hair to make it look shiny.
- Parlak görünmesi için saçlarına krem sürüyor.
- An apple with wormholes in it can be far healthier than a shiny, beautifully round apple.
- İçinde kurt delikleri olan bir elma, parlak, güzel yuvarlak bir elmadan çok daha sağlıklı olabilir.
- This shampoo makes my hair shiny.
- Bu şampuan saçımı parlak yapıyor.
- I had never seen such a shiny star.
- Böyle parlak bir yıldız hiç görmedim.
- Tom saw something shiny in the water.
- Tom suda parlak bir şey gördü.
- I had never seen such a shiny star.
- Hiç bu kadar parlak bir yıldız görmemiştim.
- Tom found something shiny.
- Tom parlak bir şey buldu.
- Mary has smooth, shiny hair.
- Mary'nin pürüzsüz, parlak saçları var.
- Mary has smooth, shiny hair.
- Mary'nin pürüzsüz, parlak saçları vardır.
Show More (8)
|