|
- Surely Taiwan is not the PLO from the sixties and the seventies.
- Elbette Tayvan altmışlı ve yetmişli yılların FKÖ'sü değildir.
- There have been almost sixty accidents this year, something that is almost inexplicable.
- Bu yıl neredeyse altmış kaza meydana geldi ki bu neredeyse açıklanamaz bir durum.
- Surely Taiwan is not the PLO from the sixties and the seventies.
- Şüphesiz Tayvan altmışlı ve yetmişli yılların FKÖ'sü değildir.
- In the Europe of Fifteen, there are at present over sixty minorities.
- On Beşler Avrupa'sında şu anda altmışın üzerinde azınlık bulunmaktadır.
- In the end there were some sixty amendments.
- Sonuçta altmış kadar değişiklik yapıldı.
- Sixty ratifications are needed and over 50 have been obtained.
- Altmış onay gereklidir ve 50'nin üzerinde onay alınmıştır.
- In the end there were some sixty amendments.
- Sonunda altmış kadar değişiklik yapıldı.
- Sixty years is a long time.
- Altmış yıl uzun bir süre.
- The Laeken Declaration contains more than sixty non-rhetorical questions.
- Laeken Deklarasyonu altmıştan fazla retorik olmayan soru içermektedir.
- There are sixty seconds in a minute.
- Bir dakikada altmış saniye vardır.
- He is close to sixty.
- O altmışa yakın.
- Sixty new museums opened.
- Altmış yeni müze açıldı.
- She looks at least sixty.
- O en az altmış görünüyor.
- Sixty percent of Japanese adult males drink alcoholic beverages on a regular basis.
- Japon yetişkin erkeklerin yüzde altmışı düzenli olarak alkollü içki içmektedir.
- Tom only likes women under thirty or over sixty.
- Tom sadece otuz yaşın altında veya altmış yaşın üzerindeki kadınları sever.
- This doll costs only sixty cents.
- Bu bebek sadece altmış senttir.
- To tell the truth, he is still under sixty.
- Doğruyu söylemek gerekirse, o hala altmış yaşın altındadır.
- Over sixty people were arrested.
- Altmıştan fazla kişi tutuklandı.
- He retired at the age of sixty.
- Altmış yaşında emekli oldu.
- This doll costs only sixty cents.
- Bu oyuncak bebeğin fiyatı sadece altmış sent.
- I retired at sixty.
- Altmışımda emekli oldum.
- Sami's IQ was said to be sixty.
- Sami'nin IQ'sunun altmış olduğu söyleniyordu.
- He retired at the age of sixty.
- O altmış yaşında emekli oldu.
- Some of the tariffs were as high as sixty percent.
- Bazı gümrük tarifeleri yüzde altmışa kadar çıkıyordu.
- The man must be over sixty, for his hair is gray.
- Adam altmış'ın üzerinde olmalı, zira saçı beyazlamış.
- My father will retire at the age of sixty.
- Babam altmış yaşında emekli olacak.
- Most people retire at the age of sixty.
- Çoğu insan, altmış yaşında emekli olur.
- Though he is more than sixty years old, he looks young.
- Altmış yaşından fazla olmasına rağmen genç görünüyor.
- Sixty minutes make an hour, and a minute is made up of sixty seconds.
- Altmış dakika bir saat yapar ve bir dakika altmış saniyeden oluşur.
- Sami and Layla were married for sixty years.
- Sami ve Leyla altmış yıldır evliydiler.
- Sami built an empire of more than sixty companies.
- Sami altmıştan fazla şirketten oluşan bir imparatorluk kurdu.
- He is around sixty years old.
- Altmış yaşlarında.
- Sixty percent of Europeans can no longer see the Milky Way.
- Avrupalıların yüzde altmışı artık Samanyolu'nu göremiyor.
- Sixty percent of Japanese adult males drink alcoholic beverages on a regular basis.
- Yetişkin Japon erkeklerinin yüzde altmışı düzenli olarak alkollü içecekler içerler.
- An hour has sixty minutes.
- Bir saatin altmış dakikası vardır.
- I retired when I was sixty years old.
- Altmış yaşındayken emekli oldum.
- Sami is at least sixty years older than Layla.
- Sami, Layla'dan en az altmış yaş büyük.
- Sami is at least sixty years older than Layla.
- Sami, Leyla'dan en az altmış yaş büyük.
- I lived in Vancouver during my sixty divorce crisis.
- Altmış yaşımdaki boşanma krizim sırasında Vancouver'da yaşıyordum.
- He must be over sixty.
- O altmışın üzerinde olmalı.
- I plan to retire when I'm sixty years old.
- Altmış yaşıma geldiğimde emekli olmayı planlıyorum.
- There are sixty seconds in a minute.
- Bir dakikada altmış saniye var.
- Sami has just turned sixty.
- Sami altmış yaşına yeni girdi.
- She is close to sixty.
- Altmışına yakın.
- I should think she is over sixty.
- Altmışın üzerinde olduğunu düşünüyorum.
- An hour has sixty minutes, and a minute has sixty seconds.
- Bir saatte altmış dakika ve bir dakikada altmış saniye vardır.
- I will retire as soon as I turn sixty.
- Altmışıma basar basmaz emekli olacağım.
- It has already been sixty years since our school was founded.
- Okulumuz kurulalı altmış yıl oldu.
- I plan to retire when I'm sixty years old.
- Altmış yaşımdayken emekli olmayı planlıyorum.
- Add sixty grams of grated cheese.
- Altmış gram rendelenmiş peynir ilave et.
- The convention voted on the issue sixty times.
- Kongre bu konuyu altmış kez oyladı.
- I can perfectly handle a class of sixty students.
- Altmış öğrencili bir sınıfı mükemmel şekilde idare edebilirim.
- She is almost sixty years old.
- Neredeyse altmış yaşında.
- One minute has sixty seconds.
- Bir dakikada altmış saniye vardır.
- He must be over sixty.
- Altmışın üzerinde olmalı.
- I think I've learned almost sixty new German words today.
- Sanırım bugün neredeyse altmış yeni Almanca kelime öğrendim.
- He's at least sixty.
- En az altmış yaşında.
- Sixty minutes make an hour, and a minute is made up of sixty seconds.
- Altmış dakika bir saat eder ve bir dakika altmış saniyeden oluşur.
- All our blood passes through our kidneys about sixty times a day.
- Tüm kanımız günde yaklaşık altmış kez böbreklerimizden geçer.
- I will retire as soon as I turn sixty.
- Ben altmış yaşına girer girmez emekli olacağım.
- Sami was sentenced to more than sixty years.
- Sami altmış yıldan fazla hapis cezasına çarptırıldı.
- He's at least sixty.
- Nereden baksan altmışında vardır.
- Sami is over sixty.
- Sami altmış yaşının üzerindeydi.
- Sami was sentenced to more than sixty years.
- Sami altmış yıldan fazla cezaya çarptırıldı.
- At the age of sixty, he retired.
- Altmış yaşında emekli oldu.
- He retired at sixty.
- Altmış yaşında emekli oldu.
- An hour has sixty minutes.
- Bir saatte altmış dakika vardır.
- Tom successfully carried the state with nearly sixty percent of the total statewide vote.
- Tom başarılı bir biçimde tüm eyaletteki oyların yaklaşık yüzde altmışının desteğini alacak duruma erişti.
- I retired at sixty.
- Altmış yaşında emekli oldum.
- I can perfectly handle a class of sixty students.
- Altmış kişilik bir sınıfı mükemmel bir şekilde idare edebilirim.
- She looks at least sixty.
- En az altmış yaşında gösteriyor.
- About sixty men from the tribe quickly arrived riding horses.
- Kabileden yaklaşık altmış adam hızla atlara binerek geldi.
- He is close to sixty.
- Altmışına yaklaştı.
- It has already been sixty years since our school was founded.
- Okulumuzun kuruluşundan bu yana altmış yıl geçti.
- Tom successfully carried the state with nearly sixty percent of the total statewide vote.
- Tom eyaletteki toplam oyların neredeyse yüzde altmışını alarak eyaleti başarıyla yönetti.
- Most people retire at the age of sixty.
- Çoğu insan altmış yaşında emekli olur.
- Over sixty people were arrested.
- Altmıştan fazla kişi gözaltına alındı.
- One minute has sixty seconds.
- Bir dakikanın altmış saniyesi vardır.
- The man must be over sixty, for his hair is gray.
- Adam altmışını geçmiş olmalı, çünkü saçları ağarmış.
- Tom retired at sixty.
- Tom altmış yaşında emekli oldu.
- She is almost sixty years old.
- O hemen hemen altmış yaşında.
- Add sixty grams of grated cheese.
- Altmış gram rendelenmiş peynir ekleyin.
- If he had not fallen in the war, he would now be more than sixty years old.
- Eğer savaşta ölmeseydi, şimdi altmış yaşından fazla olacaktı.
- Sixty delegates were elected.
- Altmış delege seçildi.
Show More (81)
|
