1 |
ski |
kayak yapmak |
v. |
|
- Tom loves skiing.
- Tom kayak yapmayı seviyor.
- I'm able to ski.
- Ben kayak yapabilirim.
- I don't think Tom likes to ski.
- Tom'un kayak yapmayı sevdiğini sanmıyorum.
- I prefer swimming to skiing.
- Yüzmeyi kayak yapmaya yeğlerim.
- We went to the mountain to ski.
- Kayak yapmak için dağa gittik.
- She asked Bob to teach her how to ski.
- O Bob'un ona kayak yapmayı öğretmesini rica etti.
- At five I was already able to ski.
- Beş yaşındayken kayak yapabiliyordum.
- How did you learn to ski so well?
- Çok iyi kayak yapmayı nasıl öğrendin?
- Can you ski well?
- İyi kayak yapabilir misin?
- I love skiing.
- Kayak yapmayı seviyorum.
- Tom said he didn't really know how to ski very well.
- Tom kayak yapmayı pek iyi bilmediğini söyledi.
- He can't swim at all, but when it comes to skiing, he is the best.
- O hiç yüzemiyor ama kayak yapmaya gelince o en iyidir.
- I am fond of skiing.
- Kayak yapmayı severim.
- Can you ski well?
- İyi kayak yapabiliyor musun?
- I know how to ski.
- Nasıl kayak yapılacağını biliyorum.
- Last winter, I went to Canada to ski.
- Geçen kış kayak yapmak için Kanada'ya gittim.
- Was Tom the one who taught you how to ski?
- Sana kayak yapmayı öğreten Tom muydu?
- I think Tom doesn't like to ski.
- Bence Tom, kayak yapmaktan hoşlanmıyor.
- I prefer swimming to skiing.
- Yüzmeyi kayak yapmaya tercih ederim.
- Skiing is fun.
- Kayak yapmak eğlencelidir.
- Tom can ski about as well as Mary.
- Tom da Mary kadar iyi kayak yapabiliyor.
- He can ski as skillfully as his father.
- Babası kadar ustaca kayak yapabiliyor.
- Tom can ski about as well as Mary.
- Tom neredeyse Mary kadar iyi kayak yapabilir.
- Tom taught himself how to ski.
- Tom kayak yapmayı kendi kendine öğrendi.
- Tom likes skiing, too.
- Tom da kayak yapmayı seviyor.
- Tom won't be skiing with us, will he?
- Tom bizimle kayak yapmayacak, değil mi?
- I'm glad you enjoy skiing, but I guess it's just not my cup of tea.
- Kayak yapmaktan hoşlanmanıza sevindim ama sanırım benim tarzım değil.
- Which is easier for you to do, skate or ski?
- Hangisini yapman daha kolay, paten yapmak mı yoksa kayak yapmak mı?
- Tom can ski just as well as Mary can.
- Tom Mary kadar iyi kayak yapabilir.
- My little sister asked me to teach her how to ski.
- Küçük kız kardeşim ona kayak yapmayı öğretmemi istedi.
- I don't know how to ski.
- Kayak yapmayı bilmiyorum.
- I can't ski.
- Ben kayak yapamıyorum.
- Skiing in fresh snow is a lot of fun.
- Taze karda kayak yapmak çok eğlenceli.
- I want to learn how to ski.
- Ben kayak yapmayı öğrenmek istiyorum.
- Tom taught himself how to ski.
- Tom kendi kendine kayak yapmayı öğrendi.
- I often ski.
- Ben sık sık kayak yaparım.
- They ski.
- Kayak yaparlar.
- Tom asked me to teach him how to ski.
- Tom ona kayak yapmayı öğretmemi istedi.
- Do you ski?
- Kayak yapar mısın?
- My little sister asked me to teach her how to ski.
- Küçük kız kardeşim ona nasıl kayak yapacağını öğretmemi istedi.
- Tom said that he liked skiing.
- Tom kayak yapmayı sevdiğini söyledi.
- Tom said he likes to ski, too.
- Tom da kayak yapmayı sevdiğini söyledi.
- I can ski.
- Ben kayak yapabilirim.
- Tom can ski just as well as Mary.
- Tom da Mary kadar iyi kayak yapabiliyor.
- I've never been skiing before.
- Daha önce hiç kayak yapmadım.
- I like skiing, too.
- Kayak yapmayı da severim.
- Tom asked me to teach him how to ski.
- Tom benden ona kayak yapmayı öğretmemi istedi.
- I don't enjoy skiing.
- Ben kayak yapmaktan zevk almıyorum.
- Skiing is very fun.
- Kayak yapmak çok eğlencelidir.
- Tom can ski almost as well as Mary.
- Tom neredeyse Mary kadar iyi kayak yapabiliyor.
- He is crazy about skiing.
- O, kayak yapmak için deli oluyor.
- Tom learned to ski on his own.
- Tom kayak yapmasını kendi kendine öğrendi.
- I'm able to ski.
- Kayak yapabiliyorum.
- She can ski just as well as her brother.
- Kardeşi kadar iyi kayak yapabiliyor.
- It looks like Tom and Mary don't know how to ski.
- Görünüşe göre Tom ve Mary kayak yapmayı bilmiyorlar.
- She can ski just as well as her brother.
- O erkek kardeşi kadar güzel kayak yapabilir.
- She likes dancing in a disco better than skiing.
- Bir diskoda dans etmeyi kayak yapmaktan daha fazla sever.
- You will soon be able to ski well.
- Yakında iyi kayak yapabileceksin.
- I don't enjoy skiing.
- Kayak yapmaktan hoşlanmıyorum.
- The people who live in the north of Japan enjoy skiing in the winter in the snow.
- Japonya'nın kuzeyinde yaşayan insanlar kışın karda kayak yapmanın keyfini çıkarıyor.
- Tom doesn't really know how to ski very well.
- Tom kayak yapmayı pek iyi bilmiyor.
- Tom loved skiing.
- Tom kayak yapmayı severdi.
- Tom's father is taking Tom and me skiing next weekend.
- Tom'un babası gelecek hafta sonu Tom'u ve beni kayak yapmaya götürüyor.
- Everybody in my class prefers skiing to skating.
- Sınıfımdaki herkes kayak yapmayı paten yapmaya tercih ediyor.
- Tom doesn't know how to ski.
- Tom kayak yapmayı bilmiyor.
- She does not know how to ski.
- Kayak yapmayı bilmiyor.
- I think snowboarding is more fun than skiing.
- Bence snowboard yapmak kayak yapmaktan daha eğlenceli.
- I often ski.
- Sıklıkla kayak yaparım.
- Tom can ski almost as well as Mary.
- Tom neredeyse Mary kadar iyi kayak yapabilir.
- He can ski just as well as his brother.
- O da kardeşi kadar iyi kayak yapabiliyor.
- He can ski just as well as his brother.
- O, erkek kardeşi kadar iyi kayak yapabilir.
- Can you ski?
- Kayak yapabilir misin?
- How did you learn to ski so well?
- Kayak yapmayı nasıl bu kadar iyi öğrendin?
- I've never been skiing.
- Hiç kayak yapmadım.
- Everybody in my class prefers skiing to skating.
- Sınıfımdaki herkes kayak yapmayı paten kaymaya tercih ediyor.
- I can't ski very well.
- Çok iyi kayak yapamıyorum.
- Tom enjoys swimming almost as much as he enjoys skiing.
- Tom yüzmekten neredeyse kayak yapmaktan hoşlandığı kadar hoşlanıyor.
- At five years old he already knew how to ski.
- Beş yaşındayken nasıl kayak yapılacağını biliyordu.
- Let's ski.
- Kayak yapalım.
- Skiing is a lot of fun.
- Kayak yapmak çok eğlencelidir.
- Tom said he likes to ski, too.
- Tom kayak yapmayı da sevdiğini söyledi.
- Tom was the one who taught me how to ski.
- Tom bana kayak yapmayı öğreten kişiydi.
- He could ski well when he was young.
- Gençken iyi kayak yapabiliyordu.
- Can you still ski well?
- Hala iyi kayak yapabiliyor musun?
- It looks like Tom doesn't know how to ski.
- Tom nasıl kayak yapacağını bilmiyor gibi görünüyor.
- Tom learned to ski on his own.
- Tom kayak yapmayı kendi kendine öğrendi.
- She likes dancing in a disco better than skiing.
- Diskoda dans etmeyi kayak yapmaktan daha çok seviyor.
- She can't ski.
- Kayak yapamıyor.
- Tom isn't very good at skiing.
- Tom kayak yapmakta çok iyi değil.
- I can ski.
- Kayak yapabilirim.
- I like snowboarding better than skiing.
- Snowboard yapmayı kayak yapmaktan daha çok seviyorum.
- Did you ski last winter?
- Geçen kış kayak yaptın mı?
- He can ski as skilfully as his father.
- Babası kadar ustaca kayak yapabiliyor.
- Tom doesn't know how to ski.
- Tom nasıl kayak yapacağını bilmiyor.
- I don't think Tom likes to ski.
- Tom'un kayak yapmaktan hoşlandığını sanmıyorum.
- You can ski and go to the beach in the same day.
- Aynı gün içinde hem kayak yapıp hem de plaja gidebilirsin.
- I like skiing, too.
- Ben de kayak yapmayı seviyorum.
- Tom can ski almost as well as Mary can.
- Tom da neredeyse Mary kadar iyi kayak yapabiliyor.
- Here everybody goes in for skiing.
- Burada herkes kayak yapmaya gider.
- I think Tom doesn't like to ski.
- Bence Tom kayak yapmayı sevmiyor.
- I like skiing.
- Kayak yapmayı severim.
- Tom can ski just as well as Mary can.
- Tom da Mary kadar iyi kayak yapabilir.
- Tom can't ski.
- Tom kayak yapamaz.
- Tom can ski almost as well as Mary can.
- Tom neredeyse Mary kadar iyi kayak yapabilir.
- Tom told us he loved skiing.
- Tom bize kayak yapmayı sevdiğini söyledi.
- I want to learn how to ski.
- Kayak yapmayı öğrenmek isterim.
- I'm glad you enjoy skiing, but I guess it's just not my cup of tea.
- Kayak yapmaktan hoşlanmana sevindim ama sanırım bana göre değil.
- My sister asked me to teach her how to ski.
- Kız kardeşim ona nasıl kayak yapılacağın öğretmemi istedi.
- The people who live in the north of Japan enjoy skiing in the winter in the snow.
- Japonya'nın kuzeyinde yaşayan insanlar kışın karda kayak yapmanın tadını çıkarır.
- My hobby is skiing.
- Benim hobim kayak yapmak.
- She can't ski.
- O kayak yapamaz.
- Mary likes skiing the best of all.
- Mary en çok kayak yapmayı sever.
- I often ski.
- Sık sık kayak yaparım.
- All the boys enjoyed skiing.
- Bütün çocuklar kayak yapmaktan hoşlanıyordu.
- He can ski as skilfully as his father.
- O da en az babası kadar ustaca kayak yapabilir.
- I've never been skiing before.
- Ben daha önce hiç kayak yapmadım.
- She asked Bob to teach her how to ski.
- Bob'dan ona kayak yapmayı öğretmesini istedi.
- Tom taught me how to ski.
- Tom bana kayak yapmayı öğretti.
- My hobby is skiing.
- Hobim kayak yapmaktır.
- I can't ski very well.
- Çok iyi kayak yapamam.
- Can you still ski well?
- Hâlâ iyi kayak yapabiliyor musun?
- You will soon be able to ski well.
- Yakında iyi şekilde kayak yapabileceksin.
- It looks like Tom doesn't know how to ski.
- Görünüşe göre Tom kayak yapmayı bilmiyor.
- You can ski on that hill.
- O tepede kayak yapabilirsin.
- Did you ski yesterday?
- Dün kayak yaptınız mı?
- Was Tom the one who taught you how to ski?
- Tom sana nasıl kayak yapılacağını öğreten kişi miydi?
- I've never been skiing.
- Ben hiç kayak yapmadım.
- I can't ski.
- Kayak yapamam.
- I ski.
- Ben kayak yaparım.
- We went to the mountains to ski.
- Kayak yapmak için dağlara gittik.
- My sister asked me to teach her how to ski.
- Kız kardeşim benden ona kayak yapmayı öğretmemi istedi.
- Tom is good at skiing.
- Tom kayak yapmakta iyidir.
- I like skiing very much.
- Kayak yapmayı çok severim.
- I'd rather be skiing.
- Kayak yapmayı tercih ederim.
- Who taught Tom how to ski?
- Tom'a kayak yapmayı kim öğretti?
- Tom can ski as well as his brother.
- Tom kardeşi kadar iyi kayak yapabilir.
- Who taught Tom how to ski?
- Tom'a nasıl kayak yapacağını kim öğretti?
- Tom loves skiing.
- Tom kayak yapmayı sever.
- Tom probably thought I could ski.
- Tom muhtemelen kayak yapabileceğimi düşünmüştür.
- You can ski on that hill.
- O tepede kayak yapabilirsiniz.
- It's a lot of fun skiing in fresh snow.
- Taze karda kayak yapmak çok eğlenceli.
- He is crazy about skiing.
- Kayak yapmaya bayılır.
- Which do you like better, skating or skiing?
- Hangisini daha çok seversin, paten yapmayı mı yoksa kayak yapmayı mı?
- I don't ski, but I really like to skate.
- Kayak yapmam ama paten kaymayı çok severim.
Show More (143)
|
2 |
ski |
kaymak |
v. |
|
- We skied down the slope.
- Yamaçtan aşağıya doğru kaydık.
- Skiing is a lot of fun.
- Kaymak çok eğlenceli.
- Tom won't be skiing with us, will he?
- Tom bizimle kaymayacak, değil mi?
- I know how to ski.
- Ben nasıl kayacağımı biliyorum.
- We skied down to Chamonix.
- Chamonix'e doğru kaydık.
- We skied on artificial snow.
- Biz yapay karda kaydık.
- I may go skiing at Zao next month.
- Gelecek ay Zao'da kaymaya gidebilirim.
- Tom is skiing, isn't he?
- Tom kayıyor, değil mi?
- He could ski well when he was young.
- Gençken, iyi kayabilirdi.
- The skiing conditions were very good.
- Kayma koşulları çok iyiydi.
- Tom skied down the mountain.
- Tom dağdan aşağıya kaydı.
- Can you ski?
- Kayabilir misin?
- Tom's skiing.
- Tom kayıyor.
- Tom was skiing very fast before the accident.
- Tom kazadan önce çok hızlı kayıyordu.
- We went to the mountains to ski.
- Kaymak için dağlara gittik.
- How well that girl skis!
- O kız ne kadar iyi kayıyor!
- I like skiing very much.
- Kaymayı çok severim.
- I don't think Tom knows where Mary usually goes skiing.
- Tom'un Mary'nin genelde nereye kaymaya gittiğini bildiğini sanmıyorum.
- I prefer swimming to skiing.
- Yüzmeyi kaymaya tercih ederim.
- Tom was able to ski down the slope in three minutes.
- Tom yamaçtan aşağı üç dakikada kayabildi.
- He was able to ski down the slope.
- Yamaçtan aşağı kaymayı başardı.
- We skied down the slope.
- Yamaçtan aşağı kaydık.
- He was able to ski down the slope.
- Yamaçtan aşağıya kayabildi.
- We went to the mountain to ski.
- Kaymak için dağa gittik.
- She does not know how to ski.
- O, nasıl kayacağını bilmiyor.
- Tom can't ski.
- Tom kayamıyor.
- Tom was able to ski down the slope in three minutes.
- Tom üç dakika içinde yamaçtan aşağı kayabildi.
- Tom doesn't know where Mary usually goes skiing.
- Tom, Mary'nin genelde nereye kaymaya gittiğini bilmiyor.
- Tom was skiing down a mountain.
- Tom bir dağdan aşağı kayıyordu.
- She is good at skiing.
- O kaymada iyidir.
- How well that girl skis!
- Kız ne kadar iyi kayıyor.
- Tom probably thought I could ski.
- Tom muhtemelen kayabileceğimi düşündü.
Show More (34)
|
3 |
ski |
kayak |
n. |
|
- The third amendment concerns removable attachments, such as ski boxes, and cornering.
- Üçüncü değişiklik, kayak kutuları ve viraj alma gibi çıkarılabilir eklentilerle ilgilidir.
- Tom got his neck broken in a ski accident.
- Tom bir kayak kazasında boynunu kırdı.
- I'm looking forward to our ski trip.
- Kayak gezimizi iple çekiyorum.
- Which is easier for you to do, skate or ski?
- Hangisini yapmak senin için daha kolay, paten mi kayak mı?
- A snow gun covered the ski slope with snow.
- Bir kar tabancası kayak pistini karla kapladı.
- Tom is going on a ski trip next weekend.
- Tom önümüzdeki hafta sonu bir kayak gezisine gidiyor.
- What's your favorite ski area?
- En sevdiğiniz kayak bölgesi hangisi?
- Which can you do better, ski or swim?
- Hangisini daha iyi yaparsın, kayak mı yüzme mi?
- Tom couldn't get to the ski area because the roads were closed.
- Tom yollar kapalı olduğu için kayak alanına gidemedi.
- She can both ski and skate.
- Hem kayak hem de paten yapabiliyor.
- Tom couldn't get to the ski area because the roads were closed.
- Tom kayak alanına gidemedi çünkü yollar kapalıydı.
- Tom is going on a ski trip next weekend.
- Tom gelecek hafta sonu kayak gezisine gidiyor.
- What's your favorite ski area?
- Senin gözde kayak alanın nedir?
- She can both ski and skate.
- O hem kayak hem paten yapabilir.
- A snow gun covered the ski slope with snow.
- Kayak pisti bir kar silahıyla vuruldu.
- Tom is in the ski lodge.
- Tom kayak kulübesinde.
- I was hoping I would be out of the hospital before ski season started.
- Kayak sezonu başlamadan önce hastaneden çıkacağımı umuyordum.
- Which can you do better, ski or swim?
- Hangisini daha iyi yapabilirsin, kayak mı yoksa yüzme mi?
- You can ski and go to the beach in the same day.
- Aynı gün içinde kayak kayıp plaja gidebilirsiniz.
- This ski wear keeps out the cold wind.
- Kayak giysileri soğuk rüzgarı geçirmez.
Show More (17)
|
4 |
ski |
kayakçılık |
n. |
|
- According to an expert, neither mountaineering nor skiing is dangerous.
- Bir uzmana göre, ne dağcılık ne de kayakçılık tehlikelidir.
Show More (-2)
|