skinny - Anglais Turc Phrases
Anglais Turc
skinny sıska adj.
  • Lars was skinny, although he wanted to gain some pounds.
  • Lars kilo almak istemesine rağmen sıskaydı.
  • Side window was broken, there's this skinny kid in the parlor making off with my camera.
  • Yandaki pencere kırılmıştı, sıska bir oğlan ise oturma odasından kameramla birlikte sıvışmaya çalışıyordu.
  • Side window was broken, there's this skinny kid in the parlor making off with my camera.
  • Yan cam kırılmıştı, salonda sıska bir çocuk da kameramı almış kaçıyordu.
Show More (69)
skinny çok zayıf adj.
  • You're so skinny.
  • Çok zayıfsın.
  • Tom was really skinny when I first met him.
  • Tom'la ilk tanıştığımda çok zayıftı.
  • You're awfully skinny.
  • Çok zayıfsın.
Show More (9)
skinny (kıyafet) daracık adj.
  • It was Elvis Presley who started the skinny jeans trend.
  • Daracık kot pantolon trendini başlatan Elvis Presley'dir.
Show More (-2)
skinny sade adj.
  • A skinny latte tastes better with sugar-free syrup.
  • Sade lattenin tadı şekersiz şurupla daha iyi olur.
Show More (-2)
skinny kemikleri sayılan adj.
  • You've become too skinny.
  • Kemiklerin sayılıyor.
Show More (-2)
skinny iskelet gibi adj.
  • You've become too skinny.
  • İskelet gibi olmuşsun.
Show More (-2)
skinny cılız adj.
  • How dare you call me skinny and ugly?
  • Bana cılız ve çirkin demeye nasıl cesaret edersin?
Show More (-2)