snap - Anglais Turc Phrases
Anglais Turc
snap parmak şıklatma n.
  • Tom snapped his fingers.
  • Tom parmaklarını şıklattı.
  • He snapped his fingers.
  • Parmaklarını şıklattı.
  • Tom snapped his fingers and pointed to the door.
  • Tom parmaklarını şıklattı ve kapıyı işaret etti.
Show More (3)
snap kolay adj.
  • This new camera is a snap to use.
  • Bu yeni kameranın kullanımı kolaydır.
  • It's a snap.
  • Bu çok kolay bir iş.
  • It's a snap once you get the hang of it.
  • Alıştıktan sonra çok kolay.
Show More (1)
snap koparmak v.
  • An alligator snapped his arm off.
  • Bir timsah onun kolunu kopardı.
  • A shark snapped the man's leg off.
  • Bir köpekbalığı adamın bacağını kopardı.
  • An alligator snapped his arm off.
  • Bir timsah kolunu kopardı.
Show More (0)
snap kapmak v.
  • She should move fast and snap him up.
  • Aceleyle hareket ederek onu kapmalı.
  • She should move fast and snap him up.
  • Hızlı hareket etmeli ve onu kapıvermeli.
Show More (-1)
snap kırmak v.
  • My neck snapped when my car was hit from behind.
  • Arabama arkadan çarpılınca boynum kırıldı.
  • My neck snapped when my car was hit from behind.
  • Arabama arkadan çarpıldığı zaman boynum kırıldı.
Show More (-1)
snap hızlı adj.
  • I had to snap these pictures very fast.
  • Bu fotoğrafları çok hızlı çekmek zorunda kaldım.
Show More (-2)
snap patlamak v.
  • Tom finally snapped.
  • Tom sonunda patladı.
Show More (-2)
snap çatırdamak v.
  • My neck snapped when I did a headstand.
  • Amuda kalktığımda boynum çatırdadı.
Show More (-2)
snap şak n.
  • Mother closed her purse with a snap.
  • Annem çantasını şak diye kapattı.
Show More (-2)
snap ani adj.
  • I made a snap judgment.
  • Ani bir karar verdim.
Show More (-2)
snap kırılmak v.
  • In severe cases, cracks can form or it can snap apart.
  • Ağır vakalarda çatlaklar oluşabilir ya da kırılabilir.
Show More (-2)
snap çıtırdamak v.
  • I heard Tom snapping his fingers.
  • Tom'un parmaklarını çıtırdattığını duydum.
Show More (-2)