|
- This report makes me uncomfortable as there are some things that are not right.
- Bu rapor beni rahatsız ediyor çünkü doğru olmayan bazı şeyler var.
- But some things seem to be self-explanatory.
- Ancak bazı şeyler kendi kendini açıklıyor gibi görünüyor.
- Some things were possible, but only very little.
- Bazı şeyler mümkündü ama çok azı.
- I should like to make some things quite clear from the start.
- Baştan bazı şeyleri açıklığa kavuşturmak istiyorum.
- Some things were possible, but only very little.
- Bazı şeyler biraz da olsa mümkündü.
- We gained some things for industry but lost some for the music and entertainment business.
- Endüstri için bazı şeyler kazandık ama müzik ve eğlence sektörü için bazı şeyler kaybettik.
- Some things are seen as the report depicts them, but many get more critical treatment than they do in the report.
- Bazı şeyler raporda tasvir edildiği gibi görülüyor, ancak birçoğu raporda olduğundan daha eleştirel bir muamele görüyor.
- On the subject of Kosovo, ladies and gentlemen, I would nevertheless like to make some things very clear.
- Kosova konusunda, bayanlar ve baylar, yine de bazı şeyleri açıklığa kavuşturmak istiyorum.
- We have to take some things on trust, but I would be reluctant to take all on trust.
- Bazı şeylere güvenmek zorundayız, ancak her şeye güvenmek konusunda isteksiz olurum.
- There are some things in this field that should not be allowed to happen again.
- Bu alanda bazı şeylerin bir daha olmasına izin verilmemelidir.
- Look, it's a great hospital for some things.
- Bak, bazı şeyler için çok iyi bir hastane.
- Some things come into our lives and then pass away.
- Bazı şeyler hayatımıza giriyor ve sonra yok olup gidiyor.
- My partner talked earlier about an evolving Human Being and gave you some things to consider.
- Partnerim daha önce evrim geçiren bir İnsan Varlığından bahsetti ve size düşünmeniz gereken bazı şeyler verdi.
- Look, it's a great hospital for some things.
- Bakın, bazı şeyler için harika bir hastane.
- Tom said he had to do some things he didn't want to do.
- Tom yapmak istemediği bazı şeyleri yapmak zorunda kaldığını söyledi.
- There are some things in this world that, no matter how much you wish for them, will never come true.
- Bu dünyada bazı şeyler var ki, ne kadar isterseniz isteyin asla gerçekleşmeyecek.
- Some things don't change.
- Bazı şeyler değişmez.
- Some things are better not said.
- Bazı şeylerin söylenmemesi daha iyidir.
- Some things are better left unsaid.
- Bazı şeylerin söylenmemesi daha iyidir.
- There are some things that you should never try doing.
- Yapmayı asla denememen gereken bazı şeyler vardır.
- We have some things that we need to talk about.
- Konuşmamız gereken bazı şeyler var.
- There are some things we want you to see.
- Görmeni istediğimiz bazı şeyler var.
- Tom bought some things on the black market.
- Tom karaborsadan bazı şeyler satın aldı.
- There are some things we need to discuss.
- Konuşmamız gereken bazı şeyler var.
- In this world, there are some things that will never come true no matter how much you wish for them.
- Bu dünyada, ne kadar dilersen dile, asla gerçekleşmeyecek bazı şeyler vardır.
- I have some things for her.
- Onun için bazı şeylerim var.
- There are some things you can't learn from books.
- Kitaplardan öğreneceğiniz bazı şeyler var.
- I wanted to ask your opinion on some things.
- Bazı şeyler hakkında fikrini almak istedim.
- Some things are impossible.
- Bazı şeyler imkansızdır.
- I have some things I want to do.
- Yapmak istediğim bazı şeyler var.
- There are some things that people like to avoid discussing.
- İnsanların tartışmaktan kaçınmak istediği bazı şeyler vardır.
- Some things just never change.
- Bazı şeyler asla değişmez.
- I have some things for him.
- Onun için bazı şeylerim var.
- Some things in life are beyond our ability to control.
- Hayatta bazı şeyleri kontrol edemeyiz.
- You have to give some things up.
- Bazı şeylerden vazgeçmelisin.
- I've done some things.
- Bazı şeyler yaptım.
- I could tell you some things about Tom that might surprise you.
- Sana Tom hakkında seni şaşırtabilecek bazı şeyler söyleyebilirim.
- I have some things for Tom.
- Tom için bazı şeylerim var.
- Some things just can't be fixed.
- Bazı şeyler düzeltilemez.
- Some things are better left unsaid.
- Bazı şeylerin söylenmeden kalması daha iyidir.
- In this world, there are some things that will never come true no matter how much you wish for them.
- Bu dünyada onları ne kadar dilersen dile asla gerçekleşmeyecek bazı şeyler vardır.
- Tom said some things about Mary that weren't true.
- Tom, Mary hakkında doğru olmayan bazı şeyler söyledi.
- Tom said some things that didn't make sense.
- Tom mantıklı olmayan bazı şeyler söyledi.
- I have some things for them.
- Onlar için bazı şeylerim var.
- I owed Tom some money for some things he bought for me.
- Bana aldığı bazı şeyler için Tom'a bir miktar borcum vardı.
- What are some things you are passionate about?
- Tutkulu olduğun bazı şeyler nedir?
- Some things get more hideous, when you clean them.
- Bazı şeyler temizlendikçe daha da iğrençleşir.
- I have some things to give to you.
- Sana vereceğim bazı şeyler var.
- Some things are in our control and others not.
- Bazı şeyler bizim kontrolümüzde, bazıları değil.
- Tom told me some things he probably shouldn't have.
- Tom bana muhtemelen söylememiş olması gereken bazı şeyler söyledi.
- Layla has some things she has to do.
- Layla'nın yapması gereken bazı şeyler var.
- I have some things I need to tell you.
- Size söylemem gereken bazı şeyler var.
- It's certain that some things can be changed, but on the whole they have managed as best as they can.
- Bazı şeylerin değiştirilebileceği kesin, ancak genel olarak mümkün olan en iyi şekilde idare ettiler.
- Tom is out buying me some things I asked for.
- Tom bana istediğim bazı şeyleri almak için dışarı çıktı.
- What are some things you do every day?
- Her gün yaptığın bazı şeyler nelerdir?
- I am going to buy some things.
- Ben bazı şeyleri satın alacağım.
- I brought you some things.
- Sana bazı şeyler getirdim.
- There are some things we need to discuss.
- Tartışmamız gereken bazı şeyler var.
- Some things are personal.
- Bazı şeyler kişiseldir.
- I've got some things I want to do right now.
- Şu anda yapmak istediğim bazı şeyler var.
- There are some things that I don't understand.
- Anlamadığım bazı şeyler var.
- I still have some things to take care of.
- Hâlâ ilgilenmem gereken bazı şeyler var.
- I still have some things to take care of.
- Hâlâ dikkat etmem gereken bazı şeyler var.
- Tom is likely to tell you some things that aren't true.
- Tom muhtemelen sana doğru olmayan bazı şeyler söyleyecek.
- What are some things you want to teach your children?
- Çocuklarına öğretmek istediğin bazı şeyler nedir?
- Some things are in our control and others not.
- Bazı şeyler kontrolümüz altında, bazı şeyler ise değil.
- I still have some things to do.
- Hâlâ yapacak bazı şeylerim var.
- There are some things in this world that, no matter how much you wish for them, will never come true.
- Onları ne kadar istersek isteyelim, bu dünyada asla gerçekleşmeyecek bazı şeyler vardır.
- We have some things to clarify.
- Açıklığa kavuşturmamız gereken bazı şeyler var.
- You have to give some things up.
- Bazı şeylerden vazgeçmek zorundasın.
- Tom has some things he has to do tomorrow morning before he can leave for Boston.
- Tom'un yarın sabah Boston'a gitmeden önce yapması gereken bazı şeyler var.
- Some things just don't matter.
- Bazı şeylerin önemi yok.
- There are some things that are difficult to translate.
- Tercüme edilmesi zor olan bazı şeyler vardır.
- Some things that Tom told me aren't true.
- Tom'un bana söylediği bazı şeyler doğru değil.
- What are some things you enjoy doing?
- Yapmaktan zevk aldığın bazı şeyler nelerdir?
- There are still some things we need to do.
- Hâlâ yapmamız gereken bazı şeyler var.
- There are some things that you should never try doing.
- Yapmayı asla denememeniz gereken bazı şeyler vardır.
- Tom has some things he has to do.
- Tom'un yapması gereken bazı şeyler var.
- We've got to fix some things.
- Bazı şeyleri düzeltmek zorundayız.
- Some things won't change.
- Bazı şeyler değişmeyecek.
- There are some things even you can't buy.
- Senin bile satın alamayacağın bazı şeyler var.
- Tom will probably tell you some things that aren't true.
- Tom muhtemelen size doğru olmayan bazı şeyler anlatacaktır.
- We have some things we need to discuss.
- Bizim konuşmamız gereken bazı şeyler var.
- There are some things you have to understand.
- Anlaman gereken bazı şeyler var.
- Layla has some things she has to do.
- Leyla'nın yapmak zorunda olduğu bazı şeyleri var.
- Even though we disagree on many things, there are some things we agree on.
- Birçok konuda aynı fikirde olmasak da, hemfikir olduğumuz bazı şeyler var.
- I have some things I have to do.
- Yapmam gereken bazı şeyler var.
- I've done some things I'm not proud of.
- Ben gurur duymadığım bazı şeyler yaptım.
- Some things didn't work out.
- Bazı şeyler yolunda gitmedi.
- Tom told me some things about Mary that I didn't know.
- Tom bana Mary hakkında bilmediğim bazı şeyler anlattı.
- There are some things that money can't buy.
- Paranın satın alamayacağı bazı şeyler vardır.
- Some things should be left as is.
- Bazı şeyler olduğu gibi bırakılmalıdır.
- We have some things to talk about.
- Konuşmamız gereken bazı şeyler var.
- Some things you shouldn't even say jokingly.
- Bazı şeyleri şaka olarak bile söylememelisiniz.
- It's certain that some things can be changed, but on the whole they have managed as best as they can.
- Belli ki bazı şeyler değişebilir ama süreci ellerinden geldiği kadar idare ettiler.
- I have some things I need to do.
- Yapmam gereken bazı şeyler var.
- What are some things you do every day?
- Her gün yaptığınız bazı şeyler neler?
- I need to know some things.
- Bazı şeyleri bilmem gerekiyor.
- Some things never change.
- Bazı şeyler asla değişmez.
- What are some things you are passionate about?
- Tutkulu olduğunuz bazı şeyler nelerdir?
Show More (97)
|