1 |
souvenir |
hediyelik eşya |
n. |
|
- Last week, I mailed him some souvenirs from the U.S.
- Geçen hafta ona Amerika'dan bazı hediyelik eşyalar postaladım.
- There are many souvenir shops in the old city.
- Eski şehirde birçok hediyelik eşya mağazaları vardır.
- Last week, I mailed him some souvenirs from the U.S.
- Geçen hafta, ABD'den ona bazı hediyelik eşyalar postaladım.
- I brought souvenirs for everybody.
- Herkes için hediyelik eşya getirdim.
- Buy me a keychain as a souvenir.
- Hediyelik eşya olarak bana bir anahtarlık satın al.
- Tom wanted to buy some souvenirs.
- Tom hediyelik eşya almak istedi.
- Tourists often bought souvenirs in this shop.
- Turistler çoğunlukla bu dükkandan hediyelik eşya satın aldılar.
- Tourists often bought souvenirs in this shop.
- Turistler sık sık bu dükkandan hediyelik eşya satın aldılar.
- I brought souvenirs for everybody.
- Herkes için hediyelik eşya aldım.
- What souvenirs did you buy?
- Hangi hediyelik eşyaları aldın?
- What souvenir do you think she would like most?
- Onun en çok hangi hediyelik eşyayı istediğini düşünüyorsun?
- Tom brought back some souvenirs.
- Tom bazı hediyelik eşyalar getirdi.
- Tom sells maps and souvenirs to tourists.
- Tom turistlere harita ve hediyelik eşya satıyor.
- Where can I pick up some souvenirs?
- Hediyelik eşya nereden alabilirim?
Show More (11)
|
2 |
souvenir |
hatıra (eşya) |
n. |
|
- Where can I pick up some souvenirs?
- Nereden hatıra eşyası alabilirim?
- This Daumier print is the most beautiful thing that I have bought as a souvenir of Paris.
- Bu Daumier baskısı, Paris'ten hatıra olarak aldığım en güzel şey.
- This will be a good souvenir of my trip around the United States.
- Bu, Amerika Birleşik Devletleri etrafındaki gezimle ilgili iyi bir hatıra olacak.
- Did you get your girlfriend a souvenir?
- Kız arkadaşına bir hatıra aldın mı?
- Tom has a souvenir magnet of Boston on his fridge.
- Tom'un buzdolabında Boston'dan bir hatıra magneti var.
- He brought back several souvenirs.
- Birkaç hatıra eşyası getirdi.
- Tom wanted to bring home a souvenir.
- Tom eve bir hatıra getirmek istedi.
- This Daumier print is the most beautiful thing that I have bought as a souvenir of Paris.
- Bu Daumier baskısı, Paris'ten bir hatıra olarak satın aldığım en güzel şeydir.
- I collect souvenirs.
- Hatıra eşyaları topluyorum.
- Buy me a keychain as a souvenir.
- Hatıra olarak bana bir anahtarlık al.
- This is a souvenir from Hokkaido.
- Bu, Hokkaido'dan bir hatıra.
- What souvenir do you think she would like most?
- Sizce en çok hangi hatırayı sever?
- I just want some souvenirs to remember this place by.
- Sadece burayı hatırlamak için birkaç hatıra istiyorum.
Show More (10)
|
3 |
souvenir |
yadigar |
n. |
|
- I bought this necklace as a souvenir of Italy.
- Bu kolyeyi İtalya'dan bir yadigar olarak aldım.
Show More (-2)
|