|
- Fortunately, Miss Walsh sprained his ankle.
- Ne yazık ki Bayan Walsh ayak bileğini burkmuş.
- Tom said you sprained an ankle.
- Tom bileğini burktuğunu söyledi.
- Tom sprained his ankle while hiking.
- Tom yürüyüş yaparken bileğini burktu.
- How did Tom sprain his ankle?
- Tom ayak bileğini nasıl burktu?
- Tom sprained his ankle two days before the trip.
- Tom yolculuğundan iki gün önce ayak bileğini burktu.
- I sprained my ankle.
- Bileğimi burktum.
- Tom sprained his wrist.
- Tom bileğini burktu.
- I sprained my finger while playing volleyball.
- Voleybol oynarken parmağımı burktum.
- I sprained my ankle.
- Ayak bileğimi burktum.
- How did you sprain your wrist, Tom?
- Bileğini nasıl burktun, Tom?
- You sprained your ankle.
- Bileğini burktun.
- Tom sprained his ankle while hiking.
- Tom yürüyüş sırasında ayak bileğini burktu.
- I missed a step on the stairs and I'm afraid I sprained my ankle.
- Merdivenlerde bir basamağı kaçırdım ve korkarım bileğimi burktum.
- How did you sprain your wrist?
- Bileğini nasıl burktun?
- He sprained his ankle.
- O, ayak bileğini burktu.
- Tom sprained his ankle two days before the trip.
- Tom yolculuktan iki gün önce bileğini burktu.
- Tom sprained his ankle.
- Tom ayak bileği burktu.
- Tom sprained his ankle on Monday.
- Tom, pazartesi günü ayak bileğini burktu.
- I think I've sprained my ankle.
- Sanırım ayak bileğimi burktum.
- I sprained my wrist.
- Bileğimi burktum.
- She sprained both of her wrists in the fall.
- O, sonbaharda bileklerinin her ikisini de burktu.
- I missed a step on the stairs and I'm afraid I sprained my ankle.
- Merdivende adımımı boşa atıp ayak bileğimi burktum maalesef.
- I think I've sprained my ankle.
- Galiba ayak bileğimi burktum.
- Tom said you sprained an ankle.
- Tom bir ayak bileğini burktuğunu söyledi.
- He sprained his ankle.
- Bileğini burktu.
- Tom sprained his ankle on Monday.
- Tom pazartesi günü bileğini burktu.
- Tom has sprained his ankle and won't be able to walk home.
- Tom bileğini burktu ve eve kadar yürüyemeyecek.
- She sprained both of her wrists in the fall.
- Düşerken iki bileğini de burkmuş.
- You have a bad sprain.
- Kötü bir burkulmanız var.
- How did Tom sprain his ankle?
- Tom bileğini nasıl burktu?
- I could have won the race if I hadn't sprained my ankle.
- Bileğimi burkmasaydım yarışı kazanabilirdim.
- Tom sprained his wrist on Monday.
- Tom pazartesi günü bileğini burktu.
- Tom sprained his ankle.
- Tom bileğini burktu.
- You have a bad sprain.
- Kötü bir burkulman var.
Show More (31)
|