|
- He tried to stab me in the back.
- O beni arkadan bıçaklamaya çalıştı.
- Who stabbed Tom?
- Tom'u kim bıçakladı?
- I stabbed Tom.
- Tom'u bıçakladım.
- Dan stabbed Linda repeatedly with his knife.
- Dan, Linda'yı bıçağıyla defalarca bıçakladı.
- I don't know who stabbed me.
- Beni kimin bıçakladığını bilmiyorum.
- It was Tom who stabbed Mary.
- Mary'i bıçaklayan Tom'du.
- Tom stabbed Mary in the back.
- Tom Mary'yi sırtından bıçakladı.
- It was Tom who stabbed Mary.
- Mary'yi bıçaklayan Tom'du.
- She's the only one who's not stabbed me in the back.
- Beni sırtımdan bıçaklamayan tek kişi o.
- Tom stabbed Mary in the stomach.
- Tom, Mary'yi karnından bıçakladı.
- Tom stabbed me.
- Tom beni bıçakladı.
- Be careful or she'll stab you in the back.
- Dikkatli ol yoksa seni sırtından bıçaklar.
- Tom tried to stab Mary.
- Tom Mary'yi bıçaklamaya çalıştı.
- The person who stabbed Tom was never caught.
- Tom'u bıçaklayan kişi hiç yakalanmadı.
- Mary stabbed Tom.
- Mary Tom'u bıçakladı.
- She stabbed him.
- Onu bıçakladı.
- I trusted them, and they stabbed me in the back.
- Onlara güvenmiştim ve beni arkadan bıçakladılar.
- Mary stabbed Tom.
- Mary, Tom'u bıçakladı.
- Tom stabbed his wife to death.
- Tom karısını bıçaklayarak öldürdü.
- Tom stabbed Mary with a dagger.
- Tom Mary'yi bir hançerle bıçakladı..
- Layla stabbed Sami again.
- Layla Sami'yi tekrar bıçakladı.
- Layla shot Sami several times and she also stabbed him.
- Leyla, Sami'yi birkaç kez vurdu ve aynı zamanda onu bıçakladı.
- Tom stabbed Mary repeatedly with his knife.
- Tom bıçağıyla Mary'yi defalarca bıçakladı.
- Sami stabbed a completely innocent person.
- Sami tamamen masum bir insanı bıçakladı.
- Who stabbed you?
- Seni kim bıçakladı?
- She stabbed her husband repeatedly.
- O, kocasını defalara bıçakladı.
- Tom stabbed me in the back.
- Tom beni sırtımdan bıçakladı.
- Tom tried to stab me.
- Tom beni bıçaklamaya çalıştı.
- Tom stabbed Mary in the stomach.
- Tom Mary'yi karnından bıçakladı.
- Tom stabbed Mary multiple times.
- Tom, Mary'yi defalarca kez bıçakladı.
- Sami stabbed a completely innocent person.
- Sami tümüyle masum birini bıçakladı.
- She tried to stab me in the back.
- O beni sırtımdan bıçaklamaya çalıştı.
- I tried to stab Tom.
- Tom'u bıçaklamaya çalıştım.
- I heard that a woman stabbed a man for eating her lunch.
- Bir kadının, öğle yemeğini yediği için bir adamı bıçakladığını duydum.
- I trusted her, and she stabbed me in the back.
- Ona güvendim ve o beni arkadan bıçakladı.
- Tom stabbed Mary with a hunting knife.
- Tom, Mary'yi bir av bıçağıyla bıçakladı.
- I trusted her, and she stabbed me in the back.
- Ona güvendim ve o beni sırtımdan bıçakladı.
- She tried to stab me in the back.
- Beni sırtımdan bıçaklamaya kalkıştı.
- Why did you stab me?
- Beni neden bıçakladın?
- I heard that a woman stabbed a man for eating her lunch.
- Bir kadının öğle yemeğini yediği için bir adamı bıçakladığını duydum.
- Let's find out who stabbed Tom.
- Tom'u kimin bıçakladığını bulalım.
- Tom doesn't know who stabbed him.
- Tom onu kimin bıçakladığını bilmiyor.
- I trusted them, and they stabbed me in the back.
- Onlara güvendim, onlar da beni sırtımdan bıçakladı.
- Sami stabbed Layla six times.
- Sami, Layla'yı altı kez bıçakladı.
- Tom stabbed Mary multiple times.
- Tom, Mary'i birçok kez bıçakladı.
- Mary stabbed her husband to death.
- Mary kocasını bıçaklayarak öldürdü.
- I trusted him, and he stabbed me in the back.
- Ona güvendim ve o beni sırtımdan bıçakladı.
- Let's find out who stabbed him.
- Onu kimin bıçakladığını bulalım.
- I just hope they catch the guy who stabbed Tom.
- Umarım Tom'u bıçaklayan adamı yakalarlar.
- Layla shot Sami several times and she also stabbed him.
- Layla Sami'ye birkaç kez ateş etti ve ayrıca onu bıçakladı.
- Tom tried to stab Mary.
- Tom, Mary'i bıçaklamaya çalıştı.
- He stabbed me in the back!
- Beni sırtımdan bıçakladı!
- Mary stabbed her husband to death.
- Mary kocasını bıçaklayıp öldürdü.
- Tom stabbed her.
- Tom onu bıçakladı.
- Tom stabbed Mary with a hunting knife.
- Tom avcı bıçağı ile Mary'yi bıçakladı.
- Tom stabbed his wife.
- Tom karısını bıçakladı.
- She stabbed her husband repeatedly.
- Kocasını defalarca bıçakladı.
- Who stabbed Tom?
- Kim Tom'u bıçakladı?
- Tom pulled out a switchblade and stabbed Mary.
- Tom bir sustalı çıkardı ve Mary'yi bıçakladı.
- Sami stabbed the bear in the neck.
- Sami ayıyı boynundan bıçakladı.
- Tom stabbed Mary three times.
- Tom Mary'yi üç kez bıçakladı.
- He tried to stab me in the back.
- Beni sırtımdan bıçaklamaya kalkıştı.
- Be careful or she'll stab you in the back.
- Dikkatli ol yoksa o seni sırtından bıçaklar.
- Tom stabbed Mary with a kitchen knife.
- Tom, Mary'yi mutfak bıçağıyla bıçakladı.
- Let's find out who stabbed her.
- Onu kimin bıçakladığını bulalım.
- Dan stabbed Linda repeatedly with his knife.
- Dan bıçağı ile Linda'yı defalarca bıçakladı.
- Tom stabbed Mary with scissors.
- Tom makasla Mary'yi bıçakladı.
- I just hope they catch the guy who stabbed Tom.
- Onların Tom'u bıçaklayan adamı yakalayacaklarını umuyorum.
- Tom stabbed Mary with a dagger.
- Tom, Mary'i hançerle bıçakladı.
- Let's find out who stabbed her.
- Onu kimin bıçakladığını öğrenelim.
- He stabbed me in the back!
- O, beni, sırtımdan bıçakladı!
- She stabbed him in the back.
- Onu sırtından bıçakladı.
- Tom stabbed Mary with scissors.
- Tom, Mary'yi makasla bıçakladı.
- Tom stabbed Mary.
- Tom Mary'yi bıçakladı.
- Tom stabbed Mary three times.
- Tom, Mary'i üç kez bıçakladı.
- Tom stabbed him.
- Tom onu bıçakladı.
- She's the only one who's not stabbed me in the back.
- O beni sırtımdan bıçaklamayan tek kişi.
- Tom stabbed Mary.
- Tom Mary'i bıçakladı.
- Tom stabbed Mary with his knife.
- Tom bıçağıyla Mary'yi bıçakladı.
- I trusted him, and he stabbed me in the back.
- Ona güvendim ve o beni arkadan bıçakladı.
- Layla stabbed Sami again.
- Leyla yine Sami'yi bıçakladı.
- Tom stabbed Mary with a kitchen knife.
- Tom bir mutfak bıçağıyla Mary'yi bıçakladı.
- Tom stabbed Mary with a knife.
- Tom bir bıçakla Mary'yi bıçakladı.
- Sami stabbed Layla multiple times.
- Sami, Layla'yı defalarca bıçakladı.
Show More (81)
|