1 |
stay up |
ayakta kalmak |
v. |
|
- Staying up late at night is very bad for your skin.
- Gece geç saatlere kadar ayakta kalmak cildin için çok kötü.
- In my opinion, staying up late is bad for one's health.
- Bence geç saatlere kadar ayakta kalmak sağlık için kötüdür.
- I wanted to go to sleep, but I knew I needed to stay up until Tom got home.
- Uyumak istedim, ama Tom eve gelene kadar ayakta kalmam gerektiğini biliyordum.
- It seems I'll be staying up all night tonight.
- Görünüşe göre bu gece bütün gece ayakta kalacağım.
- Tom stayed up late last night.
- Tom dün gece geç saate kadar ayakta kaldı.
- Don't let Tom stay up past nine o'clock.
- Tom'un saat dokuzdan sonra ayakta kalmasına izin verme.
- I almost never stay up all night.
- Bütün gece ayakta kaldığım neredeyse hiç olmaz.
- He stayed up late.
- Geç saatlere kadar ayakta kalır.
- Tom said he was going to stay up all night.
- Tom bütün gece ayakta kalacağını söyledi.
- I'm not used to staying up all night.
- Tüm gece ayakta kalmaya alışık değilim.
- He often stays up late at night.
- Sık sık gece geç saatlere kadar ayakta kalır.
- I'm not used to staying up late at night.
- Gece geç saatlere kadar ayakta kalmaya alışık değilim.
- Tom said he was going to stay up all night long.
- Tom bütün gece ayakta kalacağını söyledi.
- You had better not stay up too late.
- Çok geç saate kadar ayakta kalmasan iyi olur.
- I should not have stayed up late yesterday.
- Dün geç saate kadar ayakta kalmamalıydım.
- The girl was used to staying up late.
- Kız geç saatlere kadar ayakta kalmaya alışkındı.
- Tom is used to staying up all night.
- Tom bütün gece ayakta kalmaya alışkın.
- Tom is used to staying up late at night.
- Tom gece geç saatlere kadar ayakta kalmaya alışkındır.
- Mary stayed up late last night.
- Mary, dün gece geç saate kadar ayakta kaldı.
- He often used to stay up until late at night.
- Sık sık gece geç saatlere kadar ayakta kalırdı.
- I usually stay up till after midnight.
- Genellikle gece yarısından sonrasına kadar ayakta kalırım.
- I wasn't the only one who stayed up all night.
- Bütün gece ayakta kalan tek kişi ben değildim.
- I shouldn't have stayed up late yesterday.
- Dün geç saate kadar ayakta kalmamalıydım.
- Tom doesn't really plan to stay up all night, does he?
- Tom gerçekten bütün gece ayakta kalmayı planlamıyor, değil mi?
- Are you planning to stay up all night?
- Bütün gece ayakta kalmayı mı planlıyorsun?
- I'm used to staying up all night.
- Bütün gece ayakta kalmaya alışkınım.
- Staying up late is not good for the health.
- Geç saatlere kadar ayakta kalmak sağlık için iyi değildir.
- I used to stay up late.
- Eskiden geç saatlere kadar ayakta kalırdım.
- He often stays up most of the night.
- Sıklıkla gecenin çoğunda ayakta kalır.
- The burglar is used to staying up late.
- Hırsız geç saatlere kadar ayakta kalmaya alışkın.
- Tom is used to staying up late at night.
- Tom gece geç saatlere kadar ayakta kalmaya alışkın.
- I have to stay up all night and study.
- Bütün gece ayakta kalıp ders çalışmam gerekiyor.
- Tom often stays up most of the night.
- Tom genellikle gecenin çoğunda ayakta kalır.
- We shouldn't have stayed up all night.
- Bütün gece ayakta kalmamalıydık.
- Tom sometimes stays up late at night.
- Tom bazen gece geç saatlere kadar ayakta kalır.
- Will you be staying up and working all night to finish the job?
- İşi bitirmek için bütün gece ayakta kalıp çalışacak mısınız?
- You're not planning to stay up all night, are you?
- Bütün gece ayakta kalmayı planlamıyorsun, değil mi?
- Jimmy often stays up all night.
- Jimmy genellikle bütün gece ayakta kalır.
- Mary is staying up late this week to prepare for her finals.
- Mary bu hafta finallerine hazırlanmak için geç saatlere kadar ayakta kalacak.
- I shouldn't have stayed up all night.
- Bütün gece ayakta kalmamalıydım.
- She is used to staying up late.
- Geç saatlere kadar ayakta kalmaya alışkın.
- Tom let his children stay up until eleven.
- Tom çocuklarına on bire kadar ayakta kalmalarına izin verdi.
- It's not good to stay up late at night.
- Gece geç saatlere kadar ayakta kalmak iyi değildir.
- I have to stay up all night and study.
- Bütün gece ayakta kalmak ve çalışmak zorundayım.
- How late do you stay up at night?
- Geceleri kaça kadar ayakta kalıyorsun?
- I don't want Tom to stay up late.
- Tom'un geç saatlere kadar ayakta kalmasını istemiyorum.
- I often stay up all night.
- Sık sık bütün gece ayakta kalırım.
- Tom stayed up the whole night.
- Tom bütün gece ayakta kaldı.
- Tom often stays up all night.
- Tom genellikle bütün gece ayakta kalır.
- I'm going to try to stay up all night.
- Bütün gece ayakta kalmaya çalışacağım.
- Tom stayed up late to finish writing the report.
- Tom raporu yazmayı bitirmek için geç saate kadar ayakta kaldı.
- I shouldn't have stayed up so late last night.
- Dün gece o kadar geç saate kadar ayakta kalmamalıydım.
- I used to stay up late when I was a high school student.
- Lise öğrencisiyken geç saatlere kadar ayakta kalırdım.
- You might not want to stay up so late tonight.
- Bu gece bu kadar geç saatlere kadar ayakta kalmak istemeyebilirsin.
- He caught a nasty cold because he stayed up late last night.
- Dün gece geç saate kadar ayakta kaldığı için kötü bir soğuk algınlığına yakalandı.
- Don't stay up all night.
- Gece boyu ayakta kalma.
- He is in the habit of staying up late at night.
- Gece geç saatlere kadar ayakta kalma alışkanlığı var.
- Tom doesn't really plan to stay up all night, does he?
- Tom gece boyunca gerçekten ayakta kalmayı planlamıyor, değil mi?
- You'd better not stay up too late.
- Çok geç saate kadar ayakta kalmasan iyi olur.
- He stays up till late at night.
- Gece geç saatlere kadar ayakta kalır.
- Tom usually stays up late at night.
- Tom genellikle gece geç saatlere kadar ayakta kalırdı.
- Tom is in the habit of staying up late at night.
- Tom'un gece geç saatlere kadar ayakta kalma alışkanlığı var.
- Staying up late is harmful to your health.
- Geç saatlere kadar ayakta kalmak sağlığınız için zararlıdır.
- I am not used to staying up late at night.
- Gece geç saatlere kadar ayakta kalmaya alışık değilim.
- Tom doesn't usually stay up late at night.
- Tom genellikle gece geç saatlere kadar ayakta kalmaz.
- Maybe I shouldn't have stayed up so late last night.
- Belki de dün gece geç saate kadar ayakta kalmamalıydım.
- I'm used to staying up late.
- Geç saatlere kadar ayakta kalmaya alışkınım.
- I'm not used to staying up so late at night.
- Geceleri çok geç saatlere kadar ayakta kalmaya alışkın değilim.
- She sometimes stays up late at night.
- Bazen gece geç saatlere kadar ayakta kalır.
- She is used to staying up all night.
- Bütün gece ayakta kalmaya alışkındır.
- John is in the habit of staying up until midnight.
- John'un gece yarısına kadar ayakta kalma alışkanlığı vardır.
- I wasn't able to stay up all night.
- Bütün gece ayakta kalamadım.
- He stayed up late last night.
- Dün gece geç saate kadar ayakta kaldı.
- You shouldn't stay up so late at night.
- Gece bu kadar geç saatlere kadar ayakta kalmamalısın.
- Tom stays up until after midnight almost every night.
- Tom neredeyse her gece gece yarısından sonraya kadar ayakta kalır.
- Tom stayed up late.
- Tom geç saate kadar ayakta kaldı.
- Don't stay up late at night.
- Gece geç saatlere kadar ayakta kalma.
- The children were allowed to stay up till 10 p.m.
- Çocukların akşam 10'a kadar ayakta kalmalarına izin verildi.
Show More (75)
|
2 |
stay up |
yatmamak (belirli bir saate kadar) |
v. |
|
- I overslept because I stayed up late.
- Geç yattığım için uyuyakalmışım.
- Rosie was allowed to stay up till eleven o'clock.
- Rosie'ye saat on bire kadar yatmaması için izin verildi.
- Tom says he stayed up all night studying.
- Tom bütün gece yatmayıp ders çalıştığını söylüyor.
- In my opinion, staying up late is bad for one's health.
- Bence, geç saatlere kadar yatmamak birinin sağlığı için kötüdür..
- I often stay up all night.
- Sık sık gece geç saatlere kadar yatmam.
- Tom stayed up late last night.
- Tom dün gece geç saatlere kadar yatmadı.
- I stayed up late last night reading a novel.
- Dün gece bir roman okuyarak geç saatlere kadar yatmadım.
- She stayed up late to finish sewing your dress.
- Elbiseni dikmeyi bitirmek için geç saatlere kadar yatmadı.
- Ken lets his children have their own way, so they stay up late at night.
- Ken çocuklarının kendi istedikleri gibi davranmasına izin veriyor, bu yüzden onlar, gece geç saatlere kadar yatmıyorlar.
- Let's stay up all night and watch the sunrise together.
- Bütün gece yatmayalım ve birlikte güneşin doğuşunu izleyelim.
- I should not have stayed up late yesterday.
- Dün geç yatmamalıydım.
- Mary stayed up late last night.
- Mary, dün gece geç saatlere kadar yatmadı.
- Tom says he stayed up all night studying.
- Tom ders çalışarak bütün gece yatmadığını söylüyor.
- Tom says he stayed up all night studying.
- Tom bütün gece çalışarak yatmadığını söylüyor.
- I wish my parents would let me stay up later at night.
- Keşke ailem geceleri daha geç yatmama izin verse.
- It's not good to stay up late at night.
- Gece geç saatlere kadar yatmamak iyi değildir.
- He caught a nasty cold because he stayed up late last night.
- Dün gece geç saatlere kadar yatmadığı için kötü üşüttü.
- I stayed up late.
- Gece geç saatlere kadar yatmadım.
- He stayed up all night.
- O, bütün gece yatmadı.
- I stayed up all night again.
- Tekrar bütün gece yatmadım.
- She stayed up late last night.
- O, dün gece geç saatlere kadar yatmadı.
- I don't want Tom to stay up late.
- Tom'un geç saatlere kadar yatmamasını istemiyorum.
- How late will you stay up?
- Kaça kadar yatmayacaksın?
- Tom stayed up all night reading the book Mary gave him.
- Tom Mary'nin ona verdiği kitabı okuyarak bütün gece yatmadı.
Show More (21)
|