|
- Layla lived in a very wealthy suburb of New York.
- Layla, New York'un çok zengin bir banliyösünde yaşıyordu.
- Tom grew up in a tough suburb.
- Tom zor bir banliyöde büyüdü.
- He lives in a suburb, in a quiet suburb.
- Bir banliyöde yaşıyor, sakin bir banliyöde.
- He lives in a suburb of London.
- O, Londra'nın bir banliyösünde yaşıyor.
- Layla lived in a very wealthy suburb of New York.
- Leyla, New York'un çok zengin bir banliyösünde yaşıyordu.
- They decided to settle in a suburb of London.
- Londra'nın bir banliyösüne yerleşmeye karar verdiler.
- Sami moved to a peaceful suburb.
- Sami huzurlu bir banliyöye taşındı.
- Sami moved into an upscale suburb.
- Sami lüks bir banliyöye taşındı.
- Sami grew up in a blue-collar suburb.
- Sami mavi yakalıların yaşadığı bir banliyöde büyümüştü.
- He lives in a suburb of London.
- Londra'nın bir banliyösünde yaşıyor.
- Helen and Kathy rented an apartment in a suburb of Tokyo.
- Helen ve Kathy, Tokyo'nun bir banliyösünde bir daire kiraladı.
- Tom grew up in a tough suburb.
- Tom zorlu bir banliyöde büyüdü.
Show More (9)
|