1 |
survivor |
hayatta kalan |
n. |
|
- Mrs. Halls is the only survivor of the royal family.
- Bayan Halls kraliyet ailesinden hayatta kalan tek kişi.
- In Kampuchea alone, over 35 000 people have been injured by landmines and those are the survivors.
- Sadece Kampuchea'da 35.000'den fazla insan kara mayınları nedeniyle yaralanmıştır ve bunlar hayatta kalanlardır.
- Are there any survivors?
- Hayatta kalan var mı?
- The survivors were found on an island, dying of starvation.
- Hayatta kalanlar açlıktan ölmek üzereyken bir adada bulundu.
- There are survivors.
- Hayatta kalanlar var.
- There are three survivors.
- Hayatta kalan üç kişi var.
- Tom is the only survivor.
- Tom hayatta kalan tek kişi.
- We're survivors.
- Hayatta kalanlarız.
- Are there any survivors?
- Hiç hayatta kalan var mı?
- I'm not the only survivor.
- Hayatta kalan tek kişi ben değilim.
- There were survivors.
- Hayatta kalanlar vardı.
- There were 30 survivors.
- Hayatta kalan 30 kişi vardı.
- He's the only survivor in the village.
- O, köyde hayatta kalan tek kişi.
- The survivors were found on an island, dying of starvation.
- Hayatta kalanlar bir adada açlıktan ölmek üzereyken bulundu.
- You're a survivor.
- Hayatta kalansın.
- I'd like to talk with each of the survivors.
- Hayatta kalanların her biriyle konuşmak istiyorum.
- Tom and Mary were the only survivors.
- Tom ve Mary hayatta kalan tek kişilerdi.
- Kill all the survivors.
- Bütün hayatta kalanları öldür.
- I'm a survivor.
- Ben hayatta kalanlardanım.
- Tom was the only survivor.
- Tom hayatta kalan tek kişiydi.
- The last survivors fled the town yesterday.
- Hayatta kalan son kişiler dün kasabadan kaçtı.
- There were no other survivors.
- Hayatta kalan başka kimse yoktu.
- The soldiers and the survivors boarded the helicopter and left the island.
- Askerler ve hayatta kalanlar helikoptere bindi ve adadan ayrıldı.
- There were only three survivors.
- Hayatta kalan sadece üç kişi vardı.
- There was a massive search to find any survivors.
- Hayatta kalanları bulmak için büyük bir arama çalışması vardı.
- There are no survivors.
- Hayatta kalan yok.
- Tom was one of the survivors.
- Tom hayatta kalanlardan biriydi.
- Are there survivors?
- Hayatta kalan var mı?
- Tom wasn't the only survivor of the massacre.
- Katliamda hayatta kalan sadece Tom değildi.
- Tom isn't the only survivor.
- Hayatta kalan tek kişi Tom değil.
- Tom and Mary are the only survivors.
- Tom ve Mary tek hayatta kalanlar.
- They've found survivors.
- Hayatta kalanları buldular.
- He's the only survivor in the village.
- Köyde hayatta kalan tek kişi o.
- Were there any survivors?
- Hiç hayatta kalan var mıydı?
- There were no survivors.
- Hiç hayatta kalan yoktu.
- Are there survivors?
- Hayatta kalanlar var mı?
- According to the chief of police, there were no survivors.
- Polis şefine göre hayatta kalan yoktu.
- There were three survivors.
- Hayatta kalan üç kişi vardı.
- We're looking for survivors.
- Hayatta kalanları arıyoruz.
- Luckily, Tom was among the survivors.
- Neyseki Tom hayatta kalanlar arasındaydı.
- They searched here and there looking for survivors.
- Orada burada hayatta kalanları araştırdılar.
- Are you one of the survivors of flight 111?
- 111 no'lu uçuşta hayatta kalanlardan biri misin?
Show More (39)
|
2 |
survivor |
kurtulan |
n. |
|
- The survivors of the accident are still in shock.
- Kazadan kurtulanlar hala şokta.
- The sole survivor of the crash was a baby.
- Kazadan kurtulan tek kişi bir bebekti.
- The last survivors fled the town yesterday.
- Son kurtulanlar dün kasabadan kaçtı.
- The accident's only survivor was a baby.
- Kazadan kurtulan tek kişi bir bebekti.
- Tom was the only survivor of the crash.
- Tom kazadan kurtulan tek kişiydi.
- Were there any survivors?
- Hiç kurtulan oldu mu?
- Luckily, Tom was among the survivors.
- Neyse ki Tom kurtulanlar arasındaydı.
- Tom is the only survivor.
- Tek kurtulan Tom'dur.
- Tom is a prostate cancer survivor.
- Tom prostat kanserinden kurtuldu.
- Tom donated money to the Red Cross to help survivors of the earthquake.
- Tom depremden kurtulanlara yardım etmek için Kızıl Haç'a para bağışladı.
- There wasn't a single survivor.
- Tek bir kişi bile kurtulamadı.
- Tom is also a cancer survivor.
- Tom da bir kanserden kurtuldu.
- Are you one of the survivors of flight 111?
- Uçuş 111'den kurtulanlardan biri misin?
- Tom wasn't the only survivor.
- Tek kurtulan Tom değildi.
- Where are the other survivors?
- Diğer kurtulanlar nerede?
- I'd like to talk with each of the survivors.
- Kurtulanların her biriyle konuşmak istiyorum.
- I'm not the only survivor.
- Tek kurtulan ben değilim.
- Tom was one of the survivors.
- Tom kurtulanlardan biriydi.
- There were 30 survivors.
- 30 kişi kurtuldu.
- There were no survivors.
- Hiç kurtulan olmadı.
- Were there any other survivors?
- Başka kurtulan var mıydı?
- How many survivors were there?
- Kaç tane kurtulan vardı?
- Tom is a survivor.
- Tom bir kurtulan.
- Tom was the only survivor of the crash.
- Tom kazadan tek kurtulandı.
- Tom is a cancer survivor.
- Tom kanserden kurtuldu.
- Tom is also a cancer survivor.
- Tom da kanserden kurtuldu.
- Mary is the only survivor of the plane crash.
- Mary uçak kazasından kurtulan tek kişi.
- Tom isn't the only survivor.
- Tek kurtulan Tom değil.
Show More (25)
|
3 |
survivor |
sağ kalan |
n. |
|
- Tom and Mary are the only survivors.
- Tom ve Mary sağ kalan tek kişiler.
- There were three survivors.
- Sağ kalan üç kişi vardı.
- I'm a survivor.
- Ben sağ kalmış biriyim.
- Tom wasn't the only survivor of the massacre.
- Tom katliamdan sağ kalan tek kişi değildi.
- There were no other survivors.
- Başka sağ kalan yoktu.
- Mary is the only survivor of the plane crash.
- Mary, uçak kazasından sağ kalan tek kişidir.
- They searched here and there looking for survivors.
- Sağ kalanları bulmak için orayı burayı aradılar.
- They've found survivors.
- Onlar sağ kalanları buldu.
- There were only three survivors.
- Sağ kalan sadece üç kişi vardı.
Show More (6)
|
4 |
survivor |
felaketzede |
n. |
|
- Many survivors were rescued from the wreckage.
- Birçok felaketzede enkazdan kurtarıldı.
- Many survivors were rescued from the collapsed building.
- Çöken binadan birçok felaketzede kurtarıldı.
- Many survivors were rescued from the rubble of the collapsed building.
- Birçok felaketzede çöken binanın enkazından kurtarıldı.
- I'm a survivor.
- Ben bir felaketzedeyim.
Show More (1)
|
5 |
survivor |
kazazede |
n. |
|
- I'm a survivor.
- Ben bir kazazedeyim.
- Heavy rain throughout the night has hampered efforts to rescue survivors from the stricken ferry.
- Gece boyunca yağan şiddetli yağmur, kazazedeleri kazazede feribottan kurtarma çabalarını sekteye uğrattı.
- Heavy rain throughout the night has hampered efforts to rescue survivors from the stricken ferry.
- Gece boyu süren sağanak yağış, mahsur kalan feribottaki kazazedeleri kurtarma çalışmalarına sekte vurdu.
Show More (0)
|
6 |
survivor |
sağ |
n. |
|
- Many survivors were rescued from the rubble of the collapsed building.
- Yıkılan binanın enkazından birçok kişi sağ olarak kurtarıldı.
- Many survivors were rescued from the wreckage.
- Enkazdan birçok kişi sağ olarak kurtarıldı.
Show More (-1)
|
7 |
survivor |
zor şartlarda ayakta kalabilen kimse |
n. |
|
- Ada is a survivor, and I am sure she will get better soon.
- Ada zor şartlarda ayakta kalabilen biridir ve ve eminim yakında iyileşecek.
Show More (-2)
|
8 |
survivor |
ayakta kalan şey |
n. |
|
- The boss is unsure if the company will be a survivor after the pandemic.
- Patron şirketin pandemiden sonra ayakta kalıp kalamayacağından emin değil.
Show More (-2)
|