tack - Anglais Turc Phrases
Anglais Turc
tack yol n.
  • The group brainstormed to come up with another tack all morning.
  • Grup, başka bir yol bulabilmek için tüm sabah beyin fırtınası yaptı.
  • Why don't you try a different tack?
  • Neden farklı bir yol denemiyorsunuz?
  • Why don't you try a different tack?
  • Neden farklı bir yol denemiyorsun?
Show More (0)
tack raptiye n.
  • To complete the repair, you must use a holder; otherwise, you can not stabilize the tack quickly.
  • Onarımı tamamlamak için bir tutucu kullanmalısınız; aksi takdirde raptiyeyi hızlı bir şekilde sabitleyemezsiniz.
Show More (-2)
tack eyer takımı n.
  • The online seller of the used horse tack offers free shipping.
  • Kullanılmış eyer takımının online satıcısı kargo bedava gönderim yapıyor.
Show More (-2)
tack teyel n.
  • She finished the tailor tacks with a loop.
  • Teyeli bir düğümle tamamladı.
Show More (-2)
tack çivilemek v.
  • The poster was tacked to her bedroom wall.
  • Poster yatak odası duvarına çivilenmişti.
Show More (-2)
tack iri başlı küçük çivi n.
  • We need many tacks to nail the cover on the wall.
  • Kapağı duvara çivilemek için çok sayıda iri başlı küçük çiviye ihtiyacımız var.
Show More (-2)
tack orsa etmek v.
  • The crew worked in coordination to tack the sailing boat.
  • Tayfa yelkenliyi orsa etmek için birlikte çalıştı.
Show More (-2)
tack teyellemek v.
  • You should tack the seam to hold the layers together.
  • Katları bir arada tutmak için teyel atmalısın.
Show More (-2)
tack eciş bücüş objeler n.
  • Ember wants to give away all the tacks in her basement.
  • Ember bodrumundaki eciş bücüş objeleri insanlara dağıtmak istiyor.
Show More (-2)
tack eklemek v.
  • We cannot merely tack a social chapter on to neo-liberal economic policy.
  • Neo-liberal ekonomi politikasına sadece sosyal bir bölüm ekleyemeyiz.
Show More (-2)
tack yöntem n.
  • I may have to change tack.
  • Farklı bir yöntem uygulamak zorunda olabilirim.
Show More (-2)