teem with (someone or something) - Anglais Turc Phrases
Anglais Turc
teem with (someone or something) (birileriyle/bir şeylerle) dolup taşmak v.
  • A Budget year can positively teem with supplementary and amending budgets and much carrying-over of appropriations.
  • Bir bütçe yılı, ek ve değişiklik bütçeleri ve çok sayıda ödenek devri ile olumlu bir şekilde dolup taşabilir.
  • The streets of Genoa will once again be teeming with demonstrators.
  • Cenova sokakları bir kez daha göstericilerle dolup taşacak.
  • After 30 years of the CFP, Britain's waters no longer teem with fish.
  • 30 yıllık OBP'nin ardından Britanya suları artık balıkla dolup taşmıyor.
Show More (2)