| 1 |
thermometer |
termometre |
n. |
|
- The thermometer showed that the temperature had dropped.
- Termometre sıcaklığın düştüğünü gösterdi.
- You cannot bring down a fever by breaking the thermometer.
- Termometreyi kırarak ateşi düşüremezsiniz.
- A perfect example of an analog device is a thermometer.
- Analog cihazlara mükemmel bir örnek termometredir.
- A perfect example of an analog device is a thermometer.
- Analog cihazların mükemmel bir örneği termometredir.
- The thermometer says it's thirty degrees.
- Termometre 30 derece olduğunu söylüyor.
- The thermometer reads 10 degrees.
- Termometre 10 derece gösteriyor.
- The temperature is measured by a thermometer.
- Sıcaklık bir termometre ile ölçülür.
- According to the thermometer, it's thirty degrees.
- Termometreye göre hava 30 derece.
- The thermometer reads 10 degrees.
- Termometre 10 dereceyi gösteriyor.
- The thermometer fell to zero last night.
- Termometre dün gece sıfıra düştü.
- Tom put the thermometer in his mouth.
- Tom termometreyi ağzına koydu.
- Tom looked at the thermometer on his dashboard.
- Tom gösterge panelindeki termometreye baktı.
- Tom put the thermometer on the wall.
- Tom termometreyi duvara koydu.
- The thermometer went down below zero.
- Termometre sıfırın altına düştü.
- Tom put the thermometer under his arm.
- Tom termometreyi kolunun altına koydu.
- The thermometer says it's thirty degrees in here.
- Termometre buranın 30 derece olduğunu söylüyor.
- The thermometer stood at 15 degrees.
- Termometre 15 derecede durdu.
- According to the thermometer, it's thirty degrees outside.
- Termometreye göre, dışarısı otuz derece.
- The thermometer reads 10C.
- Termometre 10 C'ı gösteriyor.
- Who was the inventor of the thermometer?
- Termometrenin mucidi kimdi?
- Tom put a thermometer in his mouth.
- Tom ağzına bir termometre koydu.
- The thermometer registered minus ten last night.
- Dün gece termometre eksi on derece kaydetti.
- The thermometer reads three degrees below zero.
- Termometre sıfırın altında üç derece gösteriyor.
- Tom looked at the thermometer.
- Tom termometreye baktı.
- The thermometer is almost my best friend.
- Termometre neredeyse en iyi arkadaşım.
- The thermometer registered minus ten last night.
- Termometre dün gece eksi 10'u gösterdi.
- According to the thermometer, it's thirty degrees outside.
- Termometreye göre dışarısı 30 derece.
- The thermometer says it's thirty degrees in here.
- Termometre burada otuz derece olduğunu söylüyor.
- The temperature is measured by a thermometer.
- Sıcaklık bir termometreyle ölçülür.
Show More (26)
|
| 2 |
thermometer |
ateş ölçer |
n. |
|
- The nurse took his temperature with the thermometer.
- Hemşire termometre ile onun ateşini ölçtü.
- The nurse took his temperature with a thermometer.
- Hemşire termometreyle ateşini ölçtü.
- The nurse took his temperature with the thermometer.
- Hemşire termometreyle ateşini ölçtü.
- The nurse took his temperature with a thermometer.
- Hemşire termometre ile ateşini ölçtü.
Show More (1)
|
| 3 |
thermometer |
sıcaklık ölçer |
n. |
|
- The thermometer is an instrument for measuring temperature.
- Termometre, sıcaklık ölçmek için bir araçtır.
Show More (-2)
|
