tireless - Anglais Turc Phrases
Anglais Turc
tireless yorulmak bilmez adj.
  • They have been tireless workers on fighting fraud in the European Union since they were appointed.
  • Göreve geldiklerinden bu yana Avrupa Birliği'nde dolandırıcılıkla mücadele konusunda yorulmak bilmeden çalıştılar.
  • I should firstly like to thank the tireless rapporteur for his work on the Charter.
  • Öncelikle yorulmak bilmeyen raportöre Şart üzerindeki çalışmaları için teşekkür etmek istiyorum.
  • My grandfather is a tireless worker.
  • Büyükbabam yorulmak bilmez bir işçidir.
Show More (0)
tireless bitmez tükenmez (enerji) adj.
  • The tireless efforts of the rescue team saved several lives.
  • Kurtarma ekibinin bitmez tükenmez çabaları, birçok kişinin hayatını kurtardı.
Show More (-2)
tireless yorulmaz adj.
  • My grandfather is a tireless worker.
  • Büyükbabam yorulmaz bir işçidir.
Show More (-2)