| 1 |
trainer |
eğitmen |
n. |
|
- She told me he was the best trainer she had worked with.
- Bana onun çalıştığı en iyi eğitmen olduğunu söyledi.
- Paul is a dolphin trainer.
- Paul bir yunus eğitmeni.
- Tom is a Pokémon trainer.
- Tom bir Pokémon eğitmenidir.
- Tom is employed as an animal trainer.
- Tom hayvan eğitmeni olarak çalışıyor.
- Tom is a Pokémon trainer.
- Tom bir Pokemon eğitmenidir.
- Tom is a dolphin trainer.
- Tom bir yunus eğitmenidir.
- The trainer advised Angela to avoid strenuous exercise.
- Eğitmen Angela'ya yorucu egzersizlerden kaçınmasını tavsiye etti.
- The trainer must think of her health.
- Eğitmen onun sağlığını düşünmeli.
- The trainer advised Angela to avoid strenuous exercise.
- Eğitmen, Angela'ya yorucu egzersizden kaçınmasını tavsiye etti.
- Tom is a professional trainer.
- Tom profesyonel bir eğitmen.
- The dolphin and trainer communicated much better than we expected.
- Yunus ve eğitmen beklediğimizden çok daha iyi iletişim kurdu.
- Tom is a fitness trainer.
- Tom bir fitness eğitmeni.
- Tom is an animal trainer.
- Tom bir hayvan eğitmeni.
- Who trained the trainers?
- Eğitmenleri kim eğitti?
- Tom is a horse trainer.
- Tom bir at eğitmeni.
- The trainer gave instructions in the afternoons.
- Eğitmen öğleden sonraları talimatlar verirdi.
- The lion followed the trainer's commands.
- Aslan, eğitmeninin emirlerine uydu.
- Paul is a dolphin trainer.
- Paul yunus eğitmeni.
- Mary is a horse trainer.
- Mary bir at eğitmeni.
- He is employed as an animal trainer.
- Hayvan eğitmeni olarak çalışıyor.
Show More (17)
|
| 2 |
trainer |
antrenör |
n. |
|
- With a good trainer, the swimmer is bound to win.
- İyi bir antrenörle, yüzücü mutlaka kazanır.
- Tom is a professional trainer.
- Tom profesyonel bir antrenör.
- Tom is a fitness trainer.
- Tom bir fitness antrenörü.
- She is the athletic trainer.
- O atletik antrenör.
Show More (1)
|
| 3 |
trainer |
eğitici |
n. |
|
- Tom is employed as an animal trainer.
- Tom bir hayvan eğiticisi olarak işe alındı.
- Tom is a horse trainer.
- Tom bir at eğiticisi.
Show More (-1)
|
| 4 |
trainer |
çalıştırıcı |
n. |
|
- Tom is a professional trainer.
- Tom profesyonel bir çalıştırıcıdır.
Show More (-2)
|
| 5 |
trainer |
eğitimci |
n. |
|
- The trainer gave instructions in the afternoons.
- Eğitimci öğleden sonraları talimatlar verdi.
Show More (-2)
|
