| 1 |
trump |
(iskambil) koz |
n. |
|
- He didn't want to play his trump card.
- Kozunu oynamak istemedi.
- I think that this is the EU’s trump card, and a way of being customer friendly.
- Bunun AB'nin bir kozu ve müşteri dostu olmanın bir yolu olduğunu düşünüyorum.
- When it comes to taking action, we are short of neither trump cards nor allies.
- İş harekete geçmeye geldiğinde ne kozlarımız ne de müttefiklerimiz var.
- That is our second trump card.
- Bu bizim ikinci kozumuz.
Show More (1)
|
| 2 |
trump |
koz oynamak |
v. |
|
- He played his trump card.
- Kozunu oynadı.
- He played his trump card.
- O, kozunu oynadı.
- The time has come for you to play your trump card.
- Kozunu oynama zamanın geldi.
Show More (0)
|
| 3 |
trump |
alt etmek |
v. |
|
- It was easy to trump all of them with her skills.
- Yetenekleriyle hepsini alt etmesi kolaydı.
Show More (-2)
|
