|
- We need to try to change that emphasis.
- Bu vurguyu değiştirmeye çalışmalıyız.
- Three years later, the European Parliament cannot now, as some amendments demand, try to change this.
- Üç yıl sonra, Avrupa Parlamentosu bazı değişiklik önergelerinin talep ettiği gibi bunu değiştirmeye çalışamaz.
- This is precisely what we are trying to change.
- Değiştirmeye çalıştığımız şey tam olarak budur.
- I think it is up to the Union to try to change this.
- Bence bunu değiştirmeye çalışmak Birliğin ellerindedir.
- Have patience, and don't try to change everything all at once.
- Sabırlı olun ve her şeyi bir anda değiştirmeye çalışmayın.
- The biggest mistake is to try to change everything at once.
- En büyük hata her şeyi bir anda değiştirmeye çalışmaktır.
- The biggest mistake is to try to change everything at once.
- En büyük hata herşeyi birden değiştirmeye çalışmak.
- I tried to change her mind, but I couldn't.
- Onun fikrini değiştirmeye çalıştım ama yapamadım.
- Let's try to change this sentence.
- Bu cümleyi değiştirmeye çalışalım.
- We're not trying to change you.
- Biz sizi değiştirmeye çalışmıyoruz.
- After three years of trying to change Tom, Mary realised that he was never going to change.
- Üç yıl boyunca Tom'u değiştirmeye çalıştıktan sonra Mary onun asla değişmeyeceğini anladı.
- Tom tried to change things.
- Tom bir şeyleri değiştirmeye çalıştı.
- Now let's try to change this sentence.
- Şimdi bu cümleyi değiştirmeye çalışalım.
- After three years of trying to change Tom, Mary realised that he was never going to change.
- Tom'u değiştirmeye çalışmakla geçen üç yıldan sonra, Mary onun asla değişmeyeceğini fark etti.
- Let's try to change the system.
- Sistemi değiştirmeye çalışalım.
- We're trying to change that.
- Bunu değiştirmeye çalışıyoruz.
- Tom is trying to change that.
- Tom onu değiştirmeye çalışıyor.
- We're trying to change that.
- Onu değiştirmeye çalışıyoruz.
- Tom is trying to change that.
- Tom bunu değiştirmeye çalışıyor.
- I'm trying to change that.
- Onu değiştirmeye çalışıyorum.
- They did not try to change the land.
- Onlar ülkeyi değiştirmeye çalışmadılar.
- I'll try to change.
- Üstümü değiştirmeye çalışacağım.
- I won't waste time trying to change Tom's mind.
- Tom'un fikrini değiştirmeye çalışarak zaman kaybetmeyeceğim.
- They did not try to change the land.
- Araziyi değiştirmeye çalışmadılar.
- I tried to change her mind, but I couldn't.
- Fikrini değiştirmeye çalıştım ama yapamadım.
- I'll try to change their minds.
- Onların düşüncelerini değiştirmeye çalışacağım.
- Don't try to change the subject.
- Konuyu değiştirmeye çalışma.
- I'll try to change.
- Ben değiştirmeye çalışacağım.
- I'll try to change their minds.
- Fikirlerini değiştirmeye çalışacağım.
- I won't waste time trying to change Tom's mind.
- Tom'un fikrini değiştirmeye çalışarak boşa zaman harcamayacağım.
- I'm trying to change that.
- Bunu değiştirmeye çalışıyorum.
- We're not trying to change you.
- Seni değiştirmeye çalışmıyoruz.
Show More (29)
|
