1 |
tyranny |
zorbalık |
n. |
|
- It is the tyranny of banks and imperialist wars which turns people into Osama Bin Ladens.
- İnsanları Usame Bin Ladin'e dönüştüren bankaların ve emperyalist savaşların zorbalığıdır.
- Tyranny is everywhere.
- Her yerde zorbalık var.
- Tyranny is everywhere.
- Zorbalık her yerde.
- Beauty is a short-lived tyranny.
- Güzellik kısa ömürlü bir zorbalıktır.
- Beauty is a short-lived tyranny.
- Güzellik, kısa ömürlü zorbalıktır.
Show More (2)
|
2 |
tyranny |
tiranlık |
n. |
|
- We will always be on the side of democracy and not of tyranny.
- Biz her zaman demokrasinin yanında olacağız, tiranlığın değil.
- Freedom from the yoke of a terrible tyranny has been achieved.
- Korkunç bir tiranlığın boyunduruğundan kurtuluş sağlanmıştır.
- Security without freedom is tyranny.
- Özgürlük olmadan güvenlik tiranlıktır.
- Beauty is a short-lived tyranny.
- Güzellik kısa süreli tiranlıktır.
Show More (1)
|
3 |
tyranny |
zulüm |
n. |
|
- We must end this tyranny and free the Iraqi people once and for all.
- Bu zulmü sona erdirmeli ve Irak halkını sonsuza kadar özgürleştirmeliyiz.
- It was designed first and foremost to ensure that refugees from communist tyranny would have access to safe havens.
- Her şeyden önce komünist zulümden kaçan mültecilerin güvenli sığınaklara erişimini sağlamak için tasarlanmıştır.
Show More (-1)
|