| 1 |
farewell |
veda |
n. |
|
- He bade farewell to the students.
- O, öğrencilere veda etti.
- Mr Turner bade farewell to his colleagues.
- Bay Turner, meslektaşlarına veda etti.
- She was forced to bid her hometown farewell.
- Memleketine veda etmek zorunda kaldı.
- Tom and Mary bid each other farewell.
- Tom ve Mary birbirlerine veda ediyorlar.
- The young man bade farewell to his comrades and relatives.
- Genç adam yoldaşlarına ve akrabalarına veda etti.
- She was forced to bid her hometown farewell.
- O, memleketine veda etmek zorunda kaldı.
- I got a farewell present from everyone.
- Herkesten bir veda hediyesi aldım.
- Tom and Mary bid each other farewell.
- Tom ve Mary birbirlerine veda ettiler.
- A farewell meeting was held in honor of Mr Jones.
- Bay Jones'un onuruna bir veda toplantısı düzenlendi.
Show More (6)
|
| 2 |
good-bye |
veda |
n. |
|
- Mary and Tom came to wave us good-bye at the train station.
- Mary ve Tom tren istasyonunda bize el sallayarak veda ettiler.
- Tom didn't even say good-bye.
- Tom veda bile etmedi.
- He didn't even say good-bye.
- Veda bile etmedi.
- He didn't even say good-bye.
- O veda bile etmedi.
Show More (1)
|
| 3 |
vedas |
veda |
n. |
|
- The Vedas were written in Sanskrit.
- Vedalar Sanskritçe yazılmıştır.
Show More (-2)
|
| 4 |
veda |
veda |
n. |
|
- In the Rig Veda, Agni is the god of fire.
- Rig Veda'da Agni ateş tanrısıdır.
Show More (-2)
|
| 5 |
good-by |
veda |
n. |
|
- John went away without so much as saying good-by.
- John veda bile etmeden gitti.
Show More (-2)
|
