vicious - Anglais Turc Phrases
Anglais Turc
vicious vahşi adj.
  • The media had launched a vicious attack on the politician.
  • Medya, siyasetçiye karşı vahşi bir saldırı başlattı.
  • They're currently in alien terrain, surrounded by millions of the most vicious creatures on the planet.
  • Şu anda evrendeki en vahşi yaratıklardan milyonlarcasıyla çevrili, yabancı bir bölgedeler.
  • They're currently in alien terrain, surrounded by millions of the most vicious creatures on the planet.
  • Şu anda yabancı bir arazide, gezegendeki en vahşi yaratıkların milyonlarcasıyla çevrelenmiş durumdalar.
Show More (3)
vicious şiddetli adj.
  • Sorry, I couldn't make it. I had a vicious headache.
  • Üzgünüm, gelemedim. Şiddetli bir baş ağrım vardı.
  • He gave the barking dog a vicious kick.
  • O, havlayan köpeğe şiddetli bir tekme attı.
  • He gave the barking dog a vicious kick.
  • Havlayan köpeğe şiddetli bir tekme attı.
Show More (1)
vicious kötü adj.
  • They're malicious and vicious, so in and out fast.
  • Kötü kalpli ve acımasızdırlar, onun için hemen girip çıkalım.
  • Mary spread vicious rumors about Kate.
  • Mary, Kate hakkında kötü söylentiler yaydı.
  • Tom is vicious.
  • Tom kötü biri.
Show More (0)
vicious yırtıcı adj.
  • It's a vicious beast.
  • O yırtıcı bir hayvan.
  • Animals are vicious.
  • Hayvanlar yırtıcıdır.
Show More (-1)
vicious hain adj.
  • He was a cruel and vicious murderer.
  • Acımasız ve hain bir katildi.
Show More (-2)
vicious kötü niyetli adj.
  • Sami was a vicious malicious salesman.
  • Sami kötü niyetli bir satıcıydı.
Show More (-2)