|
- Wolf!" summoned all the villagers, who asked, "Where is the wolf?"
- Kurt!" diye bağıran tüm köylüler "Kurt nerede?" diye sordu.
- All the villagers know him.
- Bütün köylüler onu tanır.
- The villagers tried to freeze us out.
- Köylüler bizi dışlamaya çalıştı.
- The festival is looked forward to by the villagers.
- Festival köylüler tarafından dört gözle bekleniyor.
- All the villagers know of the accident.
- Bütün köylüler kazadan haberdar.
- The villagers are occupied mainly with fishing.
- Köylüler çoğunlukla balıkçılıkla uğraşıyor.
- All the villagers were invited to the feast.
- Tüm köylüler ziyafete davet edildi.
- The villagers had a bias against any newcomer.
- Köylülerin her gelene karşı bir önyargısı vardı.
- I'm a villager.
- Ben köylüyüm.
- All the villagers were invited to the feast.
- Bütün köylüler ziyafete davetliydi.
- The villagers tried to freeze us out.
- Köylüler bize soğuk davrandı.
- The explosion frightened the villagers.
- Patlama köylüleri korkuttu.
- The villagers are dancing around the Maypole.
- Köylüler mayıs direğinin etrafında dans ediyor.
- The situation of the villagers is better than ten years ago in many ways.
- Köylülerin durumu birçok yönden on yıl öncesine göre daha iyi.
- The villagers supported a new road.
- Köylüler yeni bir yol yapılmasını desteklediler.
- The villagers are occupied mainly with fishing.
- Köylüler özellikle balıkçılık ile meşguldürler.
- The villagers fear him.
- Köylüler ondan korkar.
- The killing of the innocent villagers was ordered by the evil dictator.
- Masum köylülerin öldürülmesi kötü diktatör tarafından emredildi.
- The villagers fear him.
- Köylüler ondan korkuyor.
- The villagers have done without electricity for a long time.
- Köylüler uzun zamandır elektriksiz idare ediyor.
- The villagers thought that he was very generous.
- Köylüler onun çok cömert olduğunu düşündüler.
- The villager sold the merchant one hundred eggs.
- Köylü tüccara yüz yumurta sattı.
- The villagers went in search of the missing child.
- Köylüler kayıp çocuğu aramaya gittiler.
- The volunteer group provided the villagers with water.
- Gönüllü grup, köylülere su sağladı.
- The villager sold the merchant one hundred eggs.
- Köylü tüccara yüz tane yumurta sattı.
- The villagers believed in a life after death.
- Köylüler ölümden sonra yaşama inanıyorlar.
- They supplied the villagers with food.
- Köylülere yiyecek sağladılar.
- The initiative measurably improved quality of life for the villagers.
- Bu girişim, köylülerin yaşam kalitesini ölçülebilir ölçüde artırdı.
- The villagers regarded the stranger as their enemy.
- Köylüler yabancıyı düşmanları olarak gördüler.
- The new bridge made it easy for the villagers to go to town.
- Yeni köprü köylülerin kasabaya gitmesini kolaylaştırdı.
- The villagers had a bias against any newcomer.
- Köylüler yeni gelenlere karşı önyargılıydı.
- A lot of villagers were killed by soldiers.
- Birçok köylü askerler tarafından öldürüldü.
- The killing of the innocent villagers was ordered by the evil dictator.
- Zalim diktatör tarafından masum köylülerin öldürülmesi emredildi.
- We got a hostile reception from the villagers.
- Köylüler tarafından düşmanca karşılandık.
- All the villagers know of the accident.
- Tüm köylüler kazayı biliyorlar.
- The villagers were displaced by the construction of a dam.
- Köylüler, bir baraj inşaatı nedeniyle yerinden edildi.
- I'm a villager.
- Ben bir köylüyüm.
- The villagers were displaced by the construction of a dam.
- Köylüler, bir baraj inşaatı yüzünden yerlerinden oldular.
- The discussion the villagers had on the environment was quite lively.
- Köylülerin çevre üzerine yaptıkları tartışma oldukça hararetliydi.
- The villagers believed in a life after death.
- Köylüler ölümden sonraki bir hayata inanıyorlar.
- The villagers were kind to their visitors.
- Köylüler ziyaretçilerine karşı nazikti.
- About thirty villagers were injured.
- Yaklaşık otuz köylü yaralandı.
- The villagers thought that he was very generous.
- Köylüler onun çok cömert olduğunu düşündü.
- All the villagers went into the mountains to look for a missing cat.
- Bütün köylüler kayıp bir kediyi aramak için dağlara gittiler.
- The situation of the villagers is better than ten years ago in many ways.
- Köylülerin durumu on yıl öncesine göre birçok açıdan daha iyi.
Show More (42)
|