|
- I would therefore urge the Belgian presidency to tackle this issue with both hands.
- Bu nedenle Belçika dönem başkanlığını bu meseleyi iki eliyle birden ele almaya çağırıyorum.
- The public will thank us if we do not oblige their mayors to throw the money out of the window with both hands.
- Belediye başkanlarını parayı iki elleriyle pencereden dışarı atmaya mecbur bırakmazsak halk bize teşekkür edecektir.
- I think that now, after Copenhagen, we should tackle this issue firmly with both hands and far more effectively.
- Kopenhag'dan sonra bu meseleyi iki elimizle ve çok daha etkin bir şekilde ele almamız gerektiğini düşünüyorum.
- We should grasp this opportunity with both hands, well aware that this is not a simple task.
- Bunun basit bir görev olmadığının bilincinde olarak bu fırsatı iki elimizle kavramalıyız.
- I think that now, after Copenhagen, we should tackle this issue firmly with both hands and far more effectively.
- Kopenhag'dan sonra bu konuyu iki elimizle ve çok daha etkin bir şekilde ele almamız gerektiğini düşünüyorum.
- We must grasp our responsibility and our destiny with both hands.
- Sorumluluğumuzu ve kaderimizi iki elimizle kavramalıyız.
- He grabbed the rope with both hands.
- O, ipi her iki eliyle kaptı.
- He grabbed the rope with both hands.
- İpi iki eliyle tuttu.
- Tom held the rope with both hands.
- Tom ipi iki eliyle tuttu.
- I had to hold my umbrella with both hands.
- Şemsiyemi iki elimle tutmak zorunda kaldım.
- Tom caught the ball with both hands.
- Tom topu iki eliyle yakaladı.
- He can write with both hands.
- İki eliyle de yazabiliyor.
- You have to seize the opportunity with both hands.
- Bu fırsatı iki elinle yakalamalısın.
- Earn with both hands, spend with one.
- İki elinle kazan, bir elinle harca.
- Tom grabbed the rope with both hands.
- Tom ipi iki eliyle tuttu.
- Half of his class can write with both hands; they're ambidextrous.
- Sınıfın yarısı iki eliyle de yazabiliyor; iki ellerini de kullanabiliyorlar.
- Tom held the rope with both hands.
- Tom iki eliyle ipi tuttu.
- Tom grabbed the rope with both hands.
- Tom ipi iki eliyle yakaladı.
- Hold the ball with both hands.
- Topu her iki elinle tut.
- Earn with both hands, spend with one.
- İki elle kazan, biriyle harca.
- It is impossible for me to cleanly crack an egg with both hands.
- Bir yumurtayı iki elimle temiz bir şekilde kırmam imkansız.
- Hold the ball with both hands.
- Topu iki elinle tut.
Show More (19)
|
