| 1 |
wretched |
sefil |
adj. |
|
- Don't phone that wretched miser ever again.
- O sefil cimriyi bir daha asla arama.
- Instead, a large majority in Parliament applauds a toothless report representing the wretched political mainstream.
- Bunun yerine Parlamentodaki büyük bir çoğunluk, sefil siyasi ana akımı temsil eden dişsiz bir raporu alkışlıyor.
- Nevertheless, it is a single, wretched, shuffling step on the journey that Europe has to take.
- Yine de bu, Avrupa'nın kat etmek zorunda olduğu yolda atılmış tek, sefil ve ayak sürüyen bir adımdır.
- Instead, a large majority in Parliament applauds a toothless report representing the wretched political mainstream.
- Bunun yerine, Parlamento'daki büyük bir çoğunluk, sefil siyasi ana akımı temsil eden dişsiz bir raporu alkışlıyor.
- Approximately 800 000 internally displaced persons are living in wretched conditions in refugee camps.
- Ülke içinde yerinden edilmiş yaklaşık 800.000 kişi mülteci kamplarında sefil koşullarda yaşamaktadır.
- I like to help the most wretched people.
- En sefil insanlara yardım etmeyi severim.
- I like to help the most wretched people.
- En sefil insanlara yardım etmeyi seviyorum.
Show More (4)
|
| 2 |
wretched |
berbat |
adj. |
|
- I can't help feeling wretched for my mistake.
- Yaptığım hata yüzünden kendimi berbat hissediyorum.
Show More (-2)
|
| 3 |
wretched |
perişan |
adj. |
|
- The locals did their best to help the wretched victims.
- Yerel halk perişan haldeki kurbanlara yardım etmek için elinden geleni yaptı.
Show More (-2)
|
| 4 |
wretched |
acınası |
adj. |
|
- I was shocked to see the wretched living conditions of the survivors.
- Hayatta kalanların acınası yaşam koşullarını görünce şok oldum.
Show More (-2)
|
| 5 |
wretched |
kötü |
adj. |
|
- There are people there living in extraordinarily wretched conditions, both within Chechnya and outside.
- Orada hem Çeçenistan içinde hem de dışında olağanüstü kötü koşullarda yaşayan insanlar var.
Show More (-2)
|
