|
- Tom was writing a novel.
- Tom bir roman yazıyordu.
- I wrote a novel exactly as I wanted to write it.
- Tam da yazmak istediğim gibi bir roman yazdım.
- He is writing a novel.
- O bir roman yazıyor.
- Tom is writing a novel, isn't he?
- Tom roman yazıyor, değil mi?
- She wrote a novel about vampires.
- Vampirler hakkında bir roman yazdı.
- He's started writing a novel.
- O bir roman yazmaya başladı.
- Tom encouraged Mary to write a novel.
- Tom, Mary'yi bir roman yazması için cesaretlendirdi.
- Tom encouraged Mary to write a novel.
- Tom Mary'yi bir roman yazması için cesaretlendirdi.
- He's started writing a novel.
- Bir roman yazmaya başladı.
- She encouraged him to write a novel.
- Onu bir roman yazması için cesaretlendirdi.
- The prison guard made every prisoner write a novel.
- Hapishane gardiyanı her hükümlüye bir roman yazdırdı.
- Tom is writing a novel, isn't he?
- Tom bir roman yazıyor, değil mi?
- I am writing a novel.
- Bir roman yazıyorum.
- When we write a novel, we exercise our imagination.
- Bir roman yazdığımızda hayal gücümüzü kullanırız.
- She encouraged him to write a novel.
- Bir roman yazması için onu teşvik etti.
- Tom has started writing a novel.
- Tom bir roman yazmaya başladı.
- The prison guard made every prisoner write a novel.
- Hapishane gardiyanı her mahkuma bir roman yazdırdı.
- I've decided to write a novel.
- Roman yazmaya karar verdim.
- Tom is writing a novel now.
- Tom şimdi bir roman yazıyor.
- He wrote a novel based on ancient myths.
- O, antik efsanelere dayanan bir roman yazdı.
- Tom wrote a novel.
- Tom bir roman yazdı.
- He has started to write a novel.
- Bir roman yazmaya başladı.
- Tom has written a novel.
- Tom bir roman yazdı.
- I've always wanted to write a novel.
- Hep bir roman yazmak istemişimdir.
- He wrote a novel based on ancient myths.
- Antik mitlere dayanan bir roman yazdı.
- Tom encouraged Mary to write a novel.
- Tom Mary'yi bir roman yazması için teşvik etti.
- I've decided to write a novel.
- Bir roman yazmaya karar verdim.
- Tom is writing a novel.
- Tom bir roman yazıyor.
- You should write a novel.
- Bir roman yazmalısın.
- He felt a sudden urge to write a novel.
- Bir roman yazmak için ani bir dürtü hissetti.
- She wrote a novel based on her own childhood memories.
- Kendi çocukluk anılarına dayanan bir roman yazdı.
- When we write a novel, we exercise our imagination.
- Bir roman yazarken, hayal gücümüzü çalıştırırız.
- Mary wrote a novel.
- Mary bir roman yazdı.
- Did you know Tom was writing a novel?
- Tom'un bir roman yazdığını biliyor muydun?
- He is writing a novel.
- Bir roman yazıyor.
Show More (32)
|