yakınlık - Anglais Turc Phrases
The sample sentences have been compiled from various sources and although they have been proofread, there may be some omissions. The sentences do not necessarily reflect the ideology and opinions of Tureng.com. Please let us know about sentences with political, social and sensitive content that offend you.

Anglais Turc
proximity yakınlık n.
  • A fourth round of proximity talks was held in New York in September.
  • Yakınlaşma görüşmelerinin dördüncü turu Eylül ayında New York'ta yapıldı.
  • Proximity brings with it responsibility, and I believe that this has also been an important motive for the rapporteur.
  • Yakınlık beraberinde sorumluluğu da getirir ve bunun raportör için de önemli bir gerekçe olduğuna inanıyorum.
  • These sad events have brought us closer to achieving the proximity to our citizens for which we have often longed.
  • Bu üzücü olaylar bizi, vatandaşlarımızla sık sık özlemini duyduğumuz yakınlığa daha da yaklaştırmıştır.
Show More (19)
closeness yakınlık n.
  • We are, however, also well aware of the fact that there is a closeness between us and that we are partners.
  • Bununla birlikte, aramızda bir yakınlık olduğunun ve ortak olduğumuzun da farkındayız.
  • Emotional closeness and empathy improve the quality of the medical care offered at the clinic.
  • Duygusal yakınlık ve empati, klinikte sunulan tıbbi bakımın kalitesini artırır.
  • Sexuality is a fundamental part of human existence, and sex is an important way of sharing closeness and expressing love.
  • Cinsellik insan varlığının temel bir parçasıdır ve seks yakınlığı paylaşmanın ve sevgiyi ifade etmenin önemli bir yoludur.
Show More (3)
affinity yakınlık n.
  • It proves that they have little affinity with European small- and medium-sized enterprises, the backbone of our economy.
  • Ekonomimizin bel kemiği olan Avrupalı küçük ve orta ölçekli işletmelerle çok az yakınlıkları olduğunu kanıtlıyor.
  • Did you feel a particular affinity for any one of the people you wrote about?
  • Hakkında yazdığınız kişilerden herhangi birine karşı özel bir yakınlık hissettiniz mi?
  • This affinity can be partially explained by human nature.
  • Bu yakınlık kısmen insan doğasıyla açıklanabilir.
Show More (1)
familiarity yakınlık n.
  • There was a familiarity of a friend in his manners.
  • Davranışlarında bir dostun yakınlığı vardı.
  • I wouldn't permit such familiarity.
  • Böyle bir yakınlığa izin vermezdim.
  • Familiarity breeds contempt.
  • Aşırı yakınlık saygısızlık doğurur.
Show More (0)
kinship yakınlık n.
  • We met last year, but I genuinely feel a kinship with her.
  • Geçen yıl tanıştık ama ona karşı gerçek bir yakınlık hissediyorum.
Show More (-2)