|
- There is no evidence to support zero tolerance.
- Sıfır toleransı destekleyecek hiçbir kanıt yok.
- The zero tolerance approach that emerges from the three relevant UN conventions is not undisputed, after all.
- Sonuçta ilgili üç BM sözleşmesinden ortaya çıkan sıfır tolerans yaklaşımı tartışmasız değildir.
- People have spoken about zero tolerance.
- İnsanlar sıfır tolerans hakkında konuştular.
- Zero tolerance or simpler still, closing your eyes, is not a solution.
- Sıfır tolerans ya da daha basit bir ifadeyle gözleri kapatmak bir çözüm değildir.
- It seriously questions the sense of zero tolerance with regard to drugs.
- Bu durum, uyuşturucu konusunda sıfır tolerans anlayışını ciddi şekilde sorgulamaktadır.
- Experience has shown that zero tolerance can almost never be guaranteed.
- Tecrübeler sıfır toleransın neredeyse hiçbir zaman garanti edilemeyeceğini göstermiştir.
- International agreements that oblige states to apply zero tolerance are not going to produce a drugs-free world.
- Devletleri sıfır tolerans uygulamaya zorlayan uluslararası anlaşmalar uyuşturucusuz bir dünya yaratmayacaktır.
- You stated that you were going to apply zero tolerance, and we took you seriously.
- Sıfır tolerans uygulayacağınızı ifade ettiniz ve biz de sizi ciddiye aldık.
- The fight against illegal immigration must clearly be based on the principle of zero tolerance.
- Yasadışı göçle mücadele açıkça sıfır tolerans ilkesine dayanmalıdır.
- Experience has shown that zero tolerance can almost never be guaranteed.
- Deneyimler sıfır toleransın neredeyse hiçbir zaman garanti edilemeyeceğini göstermiştir.
- Zero tolerance must be applied to unauthorised GMOs in the Union.
- Birlik'te izinsiz GDO'lara sıfır tolerans uygulanmalıdır.
- The zero tolerance approach that emerges from the three relevant UN conventions is not undisputed, after all.
- Sonuçta, ilgili üç BM sözleşmesinden ortaya çıkan sıfır tolerans yaklaşımı tartışmasız değildir.
- Zero tolerance or simpler still, closing your eyes, is not a solution.
- Sıfır tolerans ya da daha basitçe ifade edersek, gözlerinizi kapatmak bir çözüm değildir.
- This school has a zero tolerance policy.
- Bu okulun sıfır tolerans politikası var.
- We have zero tolerance for bigotry.
- Bağnazlık için sıfır toleransımız var.
- The football club has a zero tolerance policy on referee abuse.
- Futbol kulübünün hakem hatası konusunda sıfır tolerans politikası vardır.
- We have zero tolerance for bigotry.
- Bağnazlığa sıfır toleransımız var.
- The football club has a zero tolerance policy on referee abuse.
- Futbol kulübünün hakem tacizine karşı sıfır tolerans politikası var.
Show More (15)
|
