çıkıntılar - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

çıkıntılar



Sens de "çıkıntılar" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 2 résultat(s)

Turc Anglais
Technical
çıkıntılar pop-outs n.
Biology
çıkıntılar rami n.

Sens de "çıkıntılar" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 38 résultat(s)

Turc Anglais
General
tüm çıkıntılar dahil olmak üzere bir uçtan diğer uca overall adv.
Technical
el presinin merdanesi üzerindeki çıkıntılar arasındaki dört boşluktan biri till n.
çıkıntılar (hadde) extrusions n.
nokta çıkıntılar spotting out n.
Textile
kumaş veya halıdan çekilen ipliklerin oluşturduğu çıkıntılar tuft n.
Furniture
arka kısmın yanlarından öne doğru çıkıntılar yapan parçaları olan (mobilya) wingback adj.
Automotive
dış çıkıntılar external projections n.
n sınıfı motorlu araçların kabin arka panelinin önündeki dış çıkıntılar external projections forward of the cab's rear panel of motor vehicles of category n n.
Medical
epitel hücresinin yüzeyinde yer alan parmak benzeri çıkıntılar microvillus n.
Anatomy
ön kol kemiklerinin uçlarındaki yuvarlak/küre şekilli çıkıntılar capitellum n.
dış kulağın ortasında içeri giden kanalın önündeki küçük kıkırdak çıkıntılar tragi n.
ovüllerin duvarda gelişerek çıkıntılar oluşturması parietal placentation n.
Dentistry
üst ve alt çenelerde diş oyuklarının bulunduğu çıkıntılar alveolar processes n.
azı dişlerinin kuronunda dikey çıkıntılar bulunan lophodont adj.
Dermatology
özellikle kol ve uyluklardaki yağbezlerinin açıklıklarında sert konik çıkıntılar şeklinde ortaya çıkan keratoz keratosis pilaris n.
Biology
kılsı çıkıntılar veya kıllarla kaplı yapı ya da yüzey capillament n.
gaga şeklinde çıkıntılar rostra n.
çıkıntılar ile kaplı papillate adj.
çıkıntılar ile kaplı papillated adj.
küçük çıkıntılar ile kaplı papillulate adj.
Marine Biology
dişlerinde boynuz benzeri çıkıntılar bulunan akciğerli balık familyası ceratodontidae n.
bazı yosun hayvancığı hücrelerindeki kavrayıcı çıkıntılar avicularia n.
balıklarda katı maddelerin brankial yarıklardan geçmesini önleyen kemik çıkıntılar gill rakes n.
gözleri üzerinde boynuz benzeri çıkıntılar olan sandıkbalığı cowfish n.
gözlerinin üzerinde boynuz benzeri çıkıntılar olan çeşitli sandık balıklarına verilen ad coffer fish n.
Zoology
sivri veya uzun çıkıntılar fang [dialect] [uk] n.
omurun merkezinden çıkan ters çıkıntılar parapophysis n.
Botanic
filiz ucunda küçük çıkıntılar şeklinde görülen ve yaprak oluşturan hücre grubu leaf primordium n.
kökün dış hücrelerinde bulunup topraktaki su ve tuzu emen içi boş tüy benzeri çıkıntılar root hair n.
çıkıntılar ile kaplı papillose adj.
çıkıntılar ile kaplı papillous adj.
Tobacco
işlenmiş ve fermente edilmiş puro yaprağının üzerindeki küçük çıkıntılar grain n.
Archaeology
düzenli profilleri, dik açılarla geçen bloklar veya çıkıntılar tarafından kesilen arşitrav banded architrave n.
Military
ortaya doğru incelen ve bazen dış kenarlarında girinti ve çıkıntılar bulunan üçgenimsi kollara sahip, eskiden malta şövalyeleri tarafından kullanılan bir haç maltese cross n.
Printery
düzensiz, eğik yükselen çıkıntılar ve açık ve koyu çizgiler arasında çok az kontrast ile karakterize olan bir harf biçimi old style font n.
Ornithology
gagasında diş benzeri çıkıntılar bulunan (kuş) odontorhynchous adj.
Reptiles
sürüngenlerin hemipenisindeki dikenli çıkıntılar awn n.
Entomology
iki kanatlı böceklerde uçarken denge sağlayan kısa çıkıntılar halteres n.