| Turc | Anglais | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| General | çok yağlı | oily adj. | ||
|
I hate when my hands get too oily and messy. Ellerimin çok yağlı ve kirli olmasından nefret ediyorum. More Sentences |
||||
| General | çok yağlı | blubbery adj. | ||
| Technical | ||||
| Technical | çok yağlı | superfatted adj. | ||
| Turc | Anglais | |
|---|---|---|
| General | ||
| General | çok az yağlı diet | very low-fat diet n. |
| General | (kıtır turta hamurları için) çok yağlı hamur | paste n. |
| General | çok yağlı bir şekilde | oilily adv. |
| Idioms | ||
| Idioms | (biri) için çok yağlı | too rich for (one's) blood adj. |
| Idioms | çok yağlı (yiyecek) | too rich for someone's blood expr. |
| Idioms | (biri) için çok yağlı | a bit (too) rich for (one's) blood expr. |
| Idioms | (biri) için çok yağlı | a little (bit) (too) rich for (one's) blood expr. |
| Gastronomy | ||
| Gastronomy | çok çırpılmış veya yağlı krema | double cream n. |
| Gastronomy | yemek çok yağlı | the food is very greasy expr. |
| Chemistry | ||
| Chemistry | hem çözücü olarak hem de bazı sentetik reçinelerin sertleştirilmesinde kullanılan çok zehirli ve yağlı bir sıvı | dimethylaniline n. |