Turc | Anglais | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | ödünç para vermek | loan v. | ||
Tom says he'd be willing to loan us some money. Tom bize biraz ödünç para vermeye istekli olacağını söylüyor. More Sentences |
Turc | Anglais | |
---|---|---|
General | ||
General | özellikle faiz karşılığında ödünç para vermek | loan v. |
General | yeniden ödünç para vermek | reloan v. |
Colloquial | ||
Colloquial | (birine bir miktar para) ödünç vermek | spot (one) (some amount of money) v. |