ölçülen - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

ölçülen



Sens de "ölçülen" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 2 résultat(s)

Turc Anglais
General
ölçülen measured adj.
Trade/Economic
ölçülen measurand n.

Sens de "ölçülen" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 137 résultat(s)

Turc Anglais
General
yıldızların görünen hareketleri esas alınarak ölçülen zaman sidereal time n.
rüzgarın beaufort ölçeğiyle ölçülen gücü wind force n.
ölçülen büyüklük measurand n.
harcanan emek süresiyle ölçülen değer time value n.
yarda boyu ile ölçülen bir mesafe yardage n.
(bira) fıçıyla ölçülen bir miktar barrelage n.
değeri bölgeden bölgeye ve ölçülen ürüne göre değişen bir hacim birimi mawn n.
doğru cevapları hızlı şekilde verme yetisiyle ölçülen zeka mental quickness n.
elbise eteği kenarının yerden ölçülen yüksekliği hem n.
litre cinsinden ölçülen hacim litreage n.
düzensiz arazinin alanını hesaplamak için ölçümde ana hatta dik ölçülen kısa mesafe offset n.
hattan dik açılarla ölçülen kısa mesafe offset n.
bir mülkün ön kısmından ölçülen bir foot (0,3048 m) alan front foot n.
his oluşturan en zayıf uyartıyı kullanarak ölçülen duyarlılık derecesi sensitivity n.
veri noktasından ikinci bir noktaya doğru saat yönünde ölçülen yatay açı grid bearing n.
(ölçülen tahıllarda kullanılan) silme tahtası strickless [dialect] [uk] [obsolete] n.
ölçülen şey survey n.
ufuk düzleminde ölçülen horizontal adj.
doğrusal olarak ölçülen running adj.
kronometreyle ölçülen chronometrical adj.
mutluluğu ölçülen felicific adj.
içeriden ölçülen inside adj.
adımla ölçülen paced adj.
(miktarlarla) ölçülen in prep.
Trade/Economic
satın alma gücünden bağımsız olarak sayısal değeri ile ölçülen ücret nominal wages n.
cari fiyatlarla ölçülen değer nominal n.
değer (ölçülen büyüklüğün) value (of a quantity) n.
dönüşüm değeri (ölçülen büyüklüğün) value (of a measurand) transformed n.
gerçek değer (ölçülen büyüklüğün) true value (of a quantity) n.
ölçülen büyüklük measurand n.
fiili satın alma gücü ile ölçülen real adj.
sabit fiyatlarla ölçülen real adj.
para ile ölçülen pecuniary adj.
Law
günle ölçülen mehil limitation of time measured by days n.
Politics
ülkenin yurtdışında konuşlanmış askerleri, uluslararası ticari etkinliği ile ölçülen askeri veya ekonomik gücü presence n.
Technical
damga pulunun kenarı boyunca 20 mm başına delik sayısı ile ölçülen filatelik sınıflandırma perforation n.
damga pulunun kenarı boyunca 20 mm başına delik sayısı ile ölçülen filatelik sınıflandırma perforation number n.
sürveyde ölçülen arazi kesimi traverse n.
0 derece ve standart atmosfer basıncında ölçülen bir madde yoğunluk birimi amagat unit n.
belirli bir zaman sürecinde ölçülen değerleri toplayan cihaz integrating meter n.
eğik bir yüzeyde ölçülen bir açının yatay bir yüzey üzerindeki izdüşümünü almakta kullanılan alet angulator n.
jeneratör terminalinde ölçülen güç output at terminals n.
kalorimetre ile ölçülen (ısı) calorimetrically n.
öğütülerek mineral içeriği ölçülen cevher miktarı millrun n.
ölçülen sinyal measured signal n.
ölçülen büyüklüğün dönüşüm değeri transformed value of a measurand n.
ölçülen değişken measured variable n.
türbin çıkış kaplininde ölçülen güç output at coupling n.
attosaniye cinsinden ölçülen bir sürede darbeler üretebilen güçlü bir lazer attolaser n.
haddehanedeki bir merdanenin ortasından ölçülen maksimum açı bite n.
inç başına düşen toplam ilmek sayısıyla ölçülen halı inceliği wire n.
enine göre ölçülen malzeme parçası width n.
çaprazlamasına ölçülen malzeme parçası width n.
parçacığın dönüşünün kuantum birimi cinsinden ölçülen hareket yönündeki bileşeni helicity n.
gemi kerestesinin sac kaplamanın içinden merkez hattına kadar ölçülen boyutları molding n.
galon cinsinden ölçülen hacim gallonage n.
alkollü likörlerin cam yüzeyinde oluşturduğu baloncuklarla ölçülen sertlik derecesi bead proof n.
kilometrelerle ölçülen kilometric adj.
yoğunluk ölçerle ölçülen areometric adj.
manometre ile ölçülen manometric adj.
dinamometri ile ölçülen dynamometric adj.
dinamometri ile ölçülen dynamometrical adj.
gonyometre ile ölçülen goniometric adj.
gonyometre ile ölçülen goniometrical adj.
yedek parçalar ile gres, soğutma suyu gibi sıvıların haricinde ölçülen (makine ağırlığı) dry adj.
osiloskopla ölçülen oscilloscopic adj.
salınım ölçerle ölçülen oscilloscopic adj.
pirometre ile ölçülen pyrometric adj.
pirometre ile ölçülen pyrometrical adj.
Computer
ölçülen değer measured value n.
ölçülen değişken measured variable n.
ölçülen büyüklük measurand n.
ölçülen sinyal measured signal n.
ölçülen sinyal measurement signal n.
Informatics
doğrudan ölçülen veri absolute data n.
ölçülen büyüklük measurand n.
ölçülen değişken measured variable n.
Telecom
doğrudan ölçülen veri absolute data n.
Electric
galvanometre ile ölçülen galvanometric adj.
Textile
ölçülen yüzey hav yoğunluğu measured surface pile density n.
ölçülen hav lif hacim oranı measured pile fibre volume ratio n.
Automotive
ölçülen miktar amount measured n.
Aeronautic
uçağın irtifada takip ettiği rotanın yer üzerinki iz düşümünün ölçülen mesafesi air miles n.
Marine
bir yer veya nesnenin deniz seviyesinden ölçülen yüksekliği altitude n.
gemideki bir nokta ile uçağa dik olarak ölçülen üç referans düzlemi arasındaki uzaklığı offset n.
Medical
ölçülen hormon düzeyleri measured hormone levels n.
dozajı damlayla ölçülen ilaç drops n.
vücutta ölçülen hacimsel değişimlerin dökümü plethysmogram n.
(pnömotakograf ile ölçülen) solunum fonksiyon hız kaydı pneumotachogram n.
hasta yatar durumda değilken ölçülen ambulatory adj.
Anatomy
kulak yolunun ortasından kafanın tepe noktasına kadar ölçülen kafatası uzunluğu auricular height n.
iki kafatası kemiğinin birbirine en uzak noktaları arasında ölçülen biparietal adj.
sternum üzerinden ölçülen suprasternal adj.
göğüs kemiğinden ölçülen suprasternal adj.
Psychology
deneyi yapan tarafından ölçülen değişken dependent variable n.
Math
belirli bir yarıçapla ölçülen dairesel bir alan radius n.
dikey eksen boyunca ölçülen periyodik eğrinin azami mutlak değeri amplitude n.
kayan noktalı sayılar üzerinden ölçülen aritmetik işlem floating-point operation n.
Statistics
ölçülen değişken faktör ile sabit veya algoritmik referans değeri arasındaki farka eşit değer deviate n.
Physics
genellikle kelvin başına watt birimi cinsinden ölçülen termal direnç mukavemeti thermal conductance n.
genellikle kelvin başına watt birimi cinsinden ölçülen termal direnç mukavemeti thermal resistance n.
ohm ile ölçülen ohmic adj.
baroskop ile ölçülen baroscopic adj.
kriyometre ile ölçülen cryometric adj.
Chemistry
milimolle ölçülen millimolar adj.
Astronomy
gök cisminin ilkbahar ekinoksundan doğuya doğru ölçülen açısal uzaklığı celestial longitude n.
doğu veya batıdan ölçülen ufuk yayı amplitude n.
doğu veya batıdan ölçülen ufuk yayı magnetic amplitude n.
göksel ufuktan bir gök cismine ölçülen dikey dairesel yay astro altitude n.
bir günün öğle saatinden diğerininkine kadar geçen yirmi dört saatin sayılmasıyla ölçülen ortalama güneş zamanı astronomical time n.
cisim ve zenitle kesişen düşey çemberin yayı ile ölçülen, bir gök cisminin zenite olan açısal mesafesi zenith distance n.
cisim ve zenitle kesişen düşey çemberin yayı ile ölçülen, bir gök cisminin zenite olan açısal mesafesi zenith angle n.
dünyadan ölçülen iki gezegen ile tepe noktası arasındaki açısal mesafe aspect n.
rumi takvime göre ölçülen zaman old style n.
rumi takvime göre ölçülen zaman old-style n.
jüpiter gezegeni temel alınarak ölçülen veya ilgilenilen zenocentric adj.
düğümden düğüme ölçülen nodical adj.
ayın dönüşü ile ölçülen lunar adj.
dünyanın merkezinden ölçülen geocentrical adj.
izokromatik fotoğrafik emülsiyon üzerindeki görüntü boyutuyla ölçülen (yıldız büyüklüğü) photovisual adj.
Astrology
dünyadan ölçülen iki gezegen ile tepe noktası arasındaki açısal mesafenin kesinlik derecesinin sayısı orb n.
Environment
ölçülen tüketim metered consumption n.
Geography
yaklaşık 16 yardalık birimle ölçülen bir arazi parseli yoking n.
dünya yüzeyindeki belirli bir noktadan ölçülen topocentric adj.
higrometre ile ölçülen hygrometric adj.
nem ölçer ile ölçülen hygrometric adj.
Geology
0 derece ve standart atmosfer basıncında ölçülen bir madde yoğunluk birimi amagmatic adj.
Military
kutuptan ölçülen mesafe polar distance n.
iki gece yarısı arasında 24 saat olarak ölçülen zaman dilimi military time n.
bitişik uçaklar arasında önden arkaya doğru ölçülen boşluk interval n.
Music
dakika başına vuruş ile ölçülen müzik hızı metronome marking n.
müziğin 60 saniyede gerçekleşen vuruş sayısı ile ölçülen hızı beats per minute n.
Photography
(fotoğrafik emülsiyonun) kullanılan ışıklamaya karşı ölçülen yoğunluk derecesi contrast n.
Bookbindery
damga pulunun kenarı boyunca 20 mm başına delik sayısı ile ölçülen filatelik sınıflandırma gauge n.
Archaic
kum ile ölçülen (zaman) sandy adj.
Engineering
elektronik ve optik uygulamalarda kullanılan, genellikle mikrometre ile ölçülen kalın bir malzeme thick film n.
ölçülen bölge survey n.