Turc - Anglais
Turc - Anglais
Allemand - Anglais
Français - Anglais
Espagnol - Anglais
Anglais Synonymes
Turc - Anglais Phrases
Synonymes
Phrases
Outils
Ressources
A propos de nous
Contact
Ouvrir session / Souscrivez-vous
Éteindre les lumières
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonymes
Outils
Ressources
A propos de nous
Contact
Ouvrir session / Souscrivez-vous
EN-TR
Turc - Anglais
Allemand - Anglais
Espagnol - Anglais
Français - Anglais
Anglais Synonymes
Turc - Anglais Phrases
Turc - Anglais
Historique
(bir şey) üzerine
Sens de
"(bir şey) üzerine"
dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 1 résultat(s)
Catégorie
Turc
Anglais
Colloquial
1
Colloquial
(bir şey) üzerine
in the way of (something)
expr.
Sens de
"(bir şey) üzerine"
avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 143 résultat(s)
Catégorie
Turc
Anglais
General
1
General
üzerine bir şey kurulu toprak parçası
land site
n.
2
General
üzerine bir şey kurulması planlanan toprak parçası
land site
n.
3
General
bir şeyin üzerine serilen şey
onlay
n.
4
General
bir şeyin üzerine uygulanan şey
onlay
n.
5
General
dikkati bir şey üzerine çekmek
center upon
v.
6
General
üzerine bir şey serpmek
pepper
v.
7
General
üzerine bir şey yerleştirilmiş olan
surmounted
adj.
Phrasals
8
Phrasals
(bir şey üzerine) amaçsızca tartışmak/düşünmek
noodle about (something)
v.
9
Phrasals
(bir şey üzerine) boş yere kafa patlatmak
noodle about (something)
v.
10
Phrasals
(biri veya bir şey hakkında) üzerine düşünmek
theorize about (someone or something)
v.
11
Phrasals
bir şey hakkında/üzerine konuşmak
speak upon something
v.
12
Phrasals
birinin üzerine bir şey yazmak
write on someone
v.
13
Phrasals
bir şey hakkında/üzerine konuşmak
speak on something
v.
14
Phrasals
bir şeyin (harita vb) üzerine bir şey (rota vb) çizmek
plot something on something
v.
15
Phrasals
üzerine hızla bir şey (elbise vb) geçirmek
slap something on
v.
16
Phrasals
üzerine bir şey geçirivermek
fling something on
v.
17
Phrasals
üzerine bir şey geçirivermek
fling something on oneself
v.
18
Phrasals
(birisi/bir şey) üzerine detaylı konuşma yapmak
expound on (someone or something)
v.
19
Phrasals
(birisi/bir şey) üzerine detaylı konuşma yapmak
expound upon (someone or something)
v.
20
Phrasals
(birine veya bir şeye, biri veya bir şey) üzerine detaylı konuşma yapmak
expound upon (someone or something) to (someone or something)
v.
21
Phrasals
(birine veya bir şeye, biri veya bir şey) üzerine detaylı konuşma yapmak
expound on (someone or something) to (someone or something)
v.
22
Phrasals
üzerine bir şey almak/giymek
get something on someone
v.
23
Phrasals
(biriyle birisi/bir şey) üzerine pazarlık etmek
bargain over (someone or something) with (someone)
v.
24
Phrasals
(biri/bir şey) üzerine kumar oynamak
gamble on (someone or something)
v.
25
Phrasals
ruloyla (birinin/bir şeyin) üzerine bir şey sürmek
roll onto (someone or something)
v.
26
Phrasals
bir şey üzerine spekülasyon yapmak
speculate on something
v.
27
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerine (bir şey) yağdırmak
shower (something) on (someone or something)
v.
28
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerine (bir şey) yağdırmak
shower (something) upon (someone or something)
v.
29
Phrasals
üzerine bir şey geçirmek/geçirivermek
slip over
v.
30
Phrasals
birinin/bir şeyin üzerine bir şey serpmek
sprinkle something on someone or something
v.
31
Phrasals
birinin/bir şeyin üzerine bir şey serpmek
sprinkle something to someone or something
v.
32
Phrasals
birinin/bir şeyin üzerine bir şey serpmek
sprinkle something on
v.
33
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerine (bir şey) damgalamak
stamp (something) onto (someone or something)
v.
34
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerine bir şey damgalamak
stamp on (someone or something)
v.
35
Phrasals
bir şeyin üzerine bir şey koyarak sonlandırmak/bitirmek
top something off
v.
36
Phrasals
bir şeyi bir şeye/bir şey üzerine uygulamak
apply something to something
v.
37
Phrasals
bir şeyi bir şeye/bir şey üzerine sürmek
apply something to something
v.
38
Phrasals
(biriyle biri/bir şey üzerine) tartışmak
argue (with someone) (over someone or something)
v.
39
Phrasals
(biriyle biri/bir şey üzerine) münakaşa etmek
argue (with someone) (over someone or something)
v.
40
Phrasals
(biriyle biri/bir şey üzerine) kapışmak
argue (with someone) (over someone or something)
v.
41
Phrasals
(biriyle biri/bir şey üzerine) ağız dalaşına girmek
argue (with someone) (over someone or something)
v.
42
Phrasals
(biriyle biri/bir şey üzerine) tartışmak
argue (with someone) (about someone or something)
v.
43
Phrasals
(biriyle biri/bir şey üzerine) münakaşa etmek
argue (with someone) (about someone or something)
v.
44
Phrasals
(biriyle biri/bir şey üzerine) kapışmak
argue (with someone) (about someone or something)
v.
45
Phrasals
(biriyle biri/bir şey üzerine) ağız dalaşına girmek
argue (with someone) (about someone or something)
v.
46
Phrasals
(biriyle biri/bir şey) üzerine müzakerede bulunmak
bargain (over someone or something) (with someone)
v.
47
Phrasals
(biriyle biri/bir şey) üzerine müzakerede bulunmak
and bargain (for someone or something) (with someone)
v.
48
Phrasals
(bir şey) üzerine kurmak
base off (of) (something else)
v.
49
Phrasals
(biriyle biri/bir şey) üzerine tartışmak
battle (with someone) (over someone or something)
v.
50
Phrasals
(biriyle biri/bir şey) üzerine mücadele etmek
battle (with someone) (over someone or something)
v.
51
Phrasals
(biriyle biri/bir şey) üzerine kavga etmek
battle (with someone) (over someone or something)
v.
52
Phrasals
(biriyle biri/bir şey) üzerine atışmak
battle (with someone) (over someone or something)
v.
53
Phrasals
(biriyle biri/bir şey) üzerine cebelleşmek
battle (with someone) (over someone or something)
v.
54
Phrasals
bir şey üzerine bir miktar bahis yatırmak
bet something on someone or something
v.
55
Phrasals
bir şey üzerine bir miktar bahis oynamak
bet something on someone or something
v.
56
Phrasals
bir şey üzerine bir şeyle bahse girmek
bet something on someone or something
v.
57
Phrasals
(biri/bir şey) üzerine bahse girmek
bet on (someone or something)
v.
58
Phrasals
biri/bir şey üzerine bahis oynamak
bet on someone or something
v.
59
Phrasals
(bir şey) üzerine inşa etmek
build upon (something)
v.
60
Phrasals
(bir şey) üzerine inşa etmek
build on (something)
v.
61
Phrasals
(biriyle biri/bir şey üzerine) çatışmak
clash (with someone) (over someone or something)
v.
62
Phrasals
(biriyle biri/bir şey üzerine) tartışmaya girmek
clash (with someone) (over someone or something)
v.
63
Phrasals
(biriyle biri/bir şey üzerine) takışmak
clash (with someone) (over someone or something)
v.
64
Phrasals
(biriyle biri/bir şey üzerine) kavga etmek
clash (with someone) (over someone or something)
v.
65
Phrasals
(biri/bir şey) üzerine/hakkında yorum yapmak
comment upon (someone or something)
v.
66
Phrasals
(biri/bir şey) üzerine/hakkında yorum yapmak
comment on (someone or something)
v.
67
Phrasals
(biri/bir şey) üzerine/hakkında yorum yapmak
comment about (someone or something)
v.
68
Phrasals
biri/bir şey üzerine/üzerinde yoğunlaşmak
concentrate upon someone or something
v.
69
Phrasals
biri/bir şey üzerine/üzerinde yoğunlaşmak
concentrate on someone or something
v.
70
Phrasals
biri/bir şey üzerine/üzerinde yoğunlaşmak
concentrate on (someone or something)
v.
71
Phrasals
(biriyle biri/bir şey) hakkında/üzerine görüşmek
confer on (someone or something) with (one)
v.
72
Phrasals
(biriyle biri/bir şey) hakkında/üzerine konuşmak
confer on (someone or something) with (one)
v.
73
Phrasals
(biriyle biri/bir şey) hakkında/üzerine görüşmek
confer with (one) on (someone or something)
v.
74
Phrasals
(biriyle biri/bir şey) hakkında/üzerine konuşmak
confer with (one) on (someone or something)
v.
75
Phrasals
(bir şey) üzerine kurulmak
consist in (something)
v.
76
Phrasals
üzerine (bir şey) geçirmek
crawl into (some place or thing)
v.
77
Phrasals
üzerine (bir şey) geçirivermek
crawl into (some place or thing)
v.
78
Phrasals
üzerine (bir şey) geçirmek
crawl to (some place or thing)
v.
79
Phrasals
üzerine (bir şey) geçirivermek
crawl to (some place or thing)
v.
80
Phrasals
(biriyle bir şey) üzerine pazarlık etmek
dicker with (one) over (something)
v.
81
Phrasals
(biriyle bir şey) üzerine tartışmak
dicker with (one) over (something)
v.
82
Phrasals
(bir şey/konu) üzerine konuşmak
discourse upon (something)
v.
83
Phrasals
(bir şey/konu) üzerine konuşmak
discourse on (something)
v.
84
Phrasals
biri/bir şey üzerine/üzerinde deney yapmak
experiment with someone or something
v.
85
Phrasals
üzerine bir şey geçirivermek
fling on
v.
86
Phrasals
üzerine bir şey geçirivermek
fling on oneself
v.
87
Phrasals
(biri/bir şey) üzerine heyecanla/hararetle konuşmak/yazmak
gush over (someone or something)
v.
88
Phrasals
(biriyle) biri/bir şey için/üzerine tartışmak
haggle (with someone) over someone or something
v.
89
Phrasals
(biriyle) biri/bir şey için/üzerine pazarlık yapmak
haggle (with someone) over someone or something
v.
90
Phrasals
(bir şey) için/üzerine pazarlık yapmak/etmek
haggle over (something)
v.
91
Phrasals
(bir şey) için/üzerine tartışmak
haggle over (something)
v.
92
Phrasals
(birinin) üzerine (bir şey ) yüklemek
inflict (something) on (one)
v.
93
Phrasals
hakkında/üzerine (bir şey) yapmak
make about
v.
94
Phrasals
(bir şey) üzerine derin derin düşünmek
meditate on (something)
v.
95
Phrasals
(bir şey) üzerine kafa yormak
meditate on (something)
v.
96
Phrasals
(bir şey) üzerine derin derin düşünmek
meditate upon (something)
v.
97
Phrasals
(bir şey) üzerine kafa yormak
meditate upon (something)
v.
98
Phrasals
(biri/bir şey) üzerine uzun uzun/etraflıca/derinlemesine düşünmek
muse over (someone or something)
v.
99
Phrasals
(biriyle) önemsiz (bir şey) üzerine tartışmak
niggle (with one) over (something)
v.
100
Phrasals
(biriyle) önemsiz (bir şey) üzerine atışmak
niggle (with one) over (something)
v.
101
Phrasals
(bir şey) üzerine gezinerek/volta atarak düşünmek
pace (something) out
v.
102
Phrasals
(bir şey) üzerine oynamak
play upon (something)
v.
103
Phrasals
(bir şey) üzerine oynamak
play on (something)
v.
104
Phrasals
(biri/bir şey) üzerine düşünmek
puzzle over (someone or something)
v.
105
Phrasals
(biri/bir şey) üzerine kafa patlatmak
puzzle over (someone or something)
v.
106
Phrasals
(biriyle bir şey) üzerine tartışmak
quarrel (with one) over (something)
v.
107
Phrasals
(bir şey) üzerine düşünmek/kafa yormak
reflect upon (something)
v.
108
Phrasals
(bir şey) üzerine düşünmek/kafa yormak
reflect on (something)
v.
109
Phrasals
(biri/bir şey) üzerine/hakkında rapor hazırlamak
report on (someone or something)
v.
110
Phrasals
(bir şeyi biri/bir şey) üzerine iddiaya/bahse girerek riske atmak
risk (something) on (someone or something)
v.
111
Phrasals
(bir şey) üzerine düşünmek
sit on (something)
v.
112
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerine (bir şey) püskürtmek
spray (something) onto (someone or something)
v.
113
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerine (bir şey) sıkmak
spray (something) onto (someone or something)
v.
114
Phrasals
(bir şey) üzerine/hakkında tartışmak
squabble over (something)
v.
115
Phrasals
(bir şey) üzerine grev yapmak
strike over (something)
v.
116
Phrasals
(biri/bir şey) üzerine yemin etmek
swear by (someone or something)
v.
117
Phrasals
(biri/bir şey) üzerine yemin etmek
swear on (someone or something)
v.
118
Phrasals
(biri/bir şey) üzerine düşünmek
think on (someone or something)
v.
119
Phrasals
biri/bir şey üzerine düşünmek
think on someone or something
v.
120
Phrasals
biri/bir şey üzerine düşünmek
think upon someone or something
v.
121
Phrasals
(bir metni) üzerine bir şey yazarak silmek
type over (something)
v.
122
Phrasals
(biri/bir şey) üzerine bir miktar parayla bahse girmek/bahis oynamak
wager on (someone or something)
v.
123
Phrasals
(biri/bir şey) üzerine bahis oynamak
wager on (someone or something)
v.
124
Phrasals
(biri/bir şey) üzerine bahse girmek
wager on (someone or something)
v.
125
Phrasals
(biri/bir şey) üzerine yazmak
write on (someone or something)
v.
Idioms
126
Idioms
(biri/bir şey üzerine) bir bilgi hazinesi
a mine of information (on somebody/something)
n.
127
Idioms
(biri/bir şey üzerine) bir bilgi hazinesi
a mine of information (about somebody/something)
n.
128
Idioms
fikrini (bir şey üzerine) temellendirmek
base opinion on
v.
129
Idioms
(bir şey) üzerine bir bakış/inceleme sunmak
cast an eye on (something)
v.
130
Idioms
(bir şey) üzerine düşünmek
give (something) thought
v.
131
Idioms
(biri/bir şey hakkında/üzerine) ilk söz söyleme/kullanma hakkına sahip olmak
have first call (on somebody/something)
v.
132
Idioms
biriyle (biri/bir şey üzerine) tartışmak
have words with someone (over someone or something)
v.
133
Idioms
biriyle (biri/bir şey üzerine) atışmak
have words with someone (over someone or something)
v.
134
Idioms
(bir şey) üzerine bahse girmek
put (one's) money on (something)
v.
135
Idioms
(bir şey) üzerine bahse girmek
put (one's) shirt on (something)
v.
136
Idioms
bir şey üzerine para koymak/bahis oynamak
put (your) money on something
v.
137
Idioms
(bir şey) üzerine bahse girmek
put your shirt on [uk]
v.
138
Idioms
bir şey üzerine kurulu
rooted in something
adj.
Speaking
139
Speaking
böyle bir vücudun olduğunda her şey üzerine tam oturur
when you have a body like that everything fits you perfectly
expr.
Trade/Economic
140
Trade/Economic
(bir şey üzerine) tahvil çıkarmak
bond
v.
Law
141
Law
kutsal bir şey üzerine yapılan yemin
promissory oath
n.
Slang
142
Slang
(bir şey) üzerine uzun uzun/uzun uzadıya konuşmak
bang away at (someone) [uk]
v.
Modern Slang
143
Modern Slang
(bir şey) üzerine çalışma
all over it
expr.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of (bir şey) üzerine
×
Term Options
Proposer une traduction/Corriger
Français Anglais Dictionnaire
Espagnol Anglais Dictionnaire
Allemand Anglais Dictionnaire
Anglais Synonymes Dictionnaire
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy