(bir şeyi) karşılamak - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

(bir şeyi) karşılamak



Sens de "(bir şeyi) karşılamak" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 1 résultat(s)

Turc Anglais
Phrasals
(bir şeyi) karşılamak come across with (something) v.

Sens de "(bir şeyi) karşılamak" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 42 résultat(s)

Turc Anglais
Phrasals
(bir şeyi başka bir şeyle) karşılamak balance (something) with (something else) v.
bir şeyi birinden/bir şeyden karşılamak recoup something from someone or something v.
(birini/bir şeyi) olumlu karşılamak cotton onto (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) olumlu karşılamak cotton to (someone or something) v.
(bir şeyi) iyi/hoş karşılamak go for (something) v.
(birini/bir şeyi) bir şeyle karşılamak greet (someone or something) with (something) v.
bir şeyi karşılamak pass for something v.
(birini/bir şeyi) tepkiyle karşılamak react against (someone or something) v.
(bir şeyi) karşılamak/ödemek recompense for (something) v.
(birini/bir şeyi bir tepkiyle) karşılamak welcome (someone or something) with (something) v.
(birini/bir şeyi bir şekilde) karşılamak welcome (someone or something) with (something) v.
(bir şeyi) hevesle karşılamak welcome (something) with open arms v.
(bir şeyi) mutlulukla/sevinçle karşılamak welcome (something) with open arms v.
(bir şeyi) hoşnutlukla/memnuniyetle karşılamak welcome (something) with open arms v.
Colloquial
bir şeyi karşılamak get it v.
bir şeyi birinin yerine karşılamak get it v.
Idioms
(birini/bir şeyi) hoş/iyi karşılamak think greatly of (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) hoşnutsuzlukla karşılamak look askance upon (someone or something) v.
(bir şeyi) soğukkanlılıkla karşılamak take (something) on the nose v.
(bir şeyi) ağırbaşlılıkla karşılamak take (something) on the nose v.
(bir şeyi) normal karşılamak take (something) on the nose v.
(birini/bir şeyi) birini çok sıcak bir şekilde karşılamak greet (someone or something) with open arms v.
(birini/bir şeyi) kollarını açarak karşılamak greet (someone or something) with open arms v.
(birini/bir şeyi) sevinçle karşılamak greet (someone or something) with open arms v.
(bir şeyi) iyi karşılamak greet (something) with open arms v.
(bir şeyi) mutlulukla karşılamak greet (something) with open arms v.
(birini/bir şeyi) hoşnutsuzlukla karşılamak look askance at (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) olumsuz karşılamak look askance at (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) kuşkuyla karşılamak look askance at (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) hoşnutsuzlukla karşılamak look sideways at (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) olumsuz karşılamak look sideways at (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) kuşkuyla karşılamak look sideways at (someone or something) v.
(bir şeyi için) gereken sermayeyi karşılamak/sağlamak put the money up (for something) v.
(bir şeyi için) gereken sermayeyi karşılamak/sağlamak put up the money (for something) v.
(bir şeyi) sıcak karşılamak receive (something) with open arms v.
(bir şeyi) mutlulukla/memnuniyetle karşılamak receive (something) with open arms v.
(bir şeyi) coşkuyla/hevesle karşılamak receive (something) with open arms v.
(bir şeyi) erkek gibi karşılamak take (something) like a man v.
bir şeyi doğal karşılamak take something in your stride [uk] v.
bir şeyi normal/sakin karşılamak take something in your stride [uk] v.
bir şeyi doğal karşılamak take something in stride [us] v.
bir şeyi normal/sakin karşılamak take something in stride [us] v.