(bir şeyi) yapmakta - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

(bir şeyi) yapmakta



Sens de "(bir şeyi) yapmakta" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 2 résultat(s)

Turc Anglais
Colloquial
(bir şeyi) yapmakta all over (something) adj.
(bir şeyi) yapmakta all over (something) adj.

Sens de "(bir şeyi) yapmakta" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 35 résultat(s)

Turc Anglais
General
bir şeyi yapmakta zorluk yaşamak have difficulty in doing something v.
Phrasals
(bir şeyi) yapmakta başarısız olmak, (bir şeyi) yapmayı başaramamak fail in (something) v.
(bir şeyi yapmakta) kararlı olmak set on (doing something) v.
(bir şeyi yapmakta) kararlı olmak set upon (doing something) v.
(bir şeyi) yapmakta/kullanmakta ısrarcı olmak stick with (something) v.
Phrases
(bir şeyi yapmakta) bir sakınca yok it doesn't hurt to (have or do something) expr.
(bir şeyi yapmakta) bir mahzur yok it doesn't hurt to (have or do something) expr.
(bir şeyi yapmakta) beis yok it doesn't hurt to (have or do something) expr.
Colloquial
(bir şeyi) yapmakta zorlanmak have a job v.
(bir şeyi) yapmakta zorlanmak have a (hard/difficult) job doing/to do something v.
(bir şeyi yapmakta) yarar olmak be (just) as well (to do something) v.
Idioms
bir şeyi yapmakta zorluk çekmek have a hard time doing something v.
(bir şeyi) yapmakta tereddüt etmemek think nothing of doing something v.
(bir şeyi yapmakta) hiç şansı olmamak not have a chance in hell (of doing something) v.
bir şeyde/bir şeyi yapmakta uzman biri olmak be (a) one for something/for doing something v.
bir şeyde/bir şeyi yapmakta usta olmak be a dab hand at something/at doing something [uk] v.
bir şeyde/bir şeyi yapmakta çok iyi olmak be a dab hand at something/at doing something [uk] v.
(bir şeyi) yapmakta kararlı olmak be dead set on (something) v.
bir şeyi yapmakta kararlı olmak be dead set on something v.
(bir şeyde/bir şeyi yapmakta) eline su dökülmemek be no slouch (at something/at doing something) v.
(bir şeyde/bir şeyi yapmakta) üzerine olmamak be no slouch (at something/at doing something) v.
(bir şeyde/bir şeyi yapmakta) iyi olmak be no slouch (at something/at doing something) v.
(bir şeyde/bir şeyi yapmakta) başarılı olmak be no slouch (at something/at doing something) v.
(bir şeyde/bir şeyi yapmakta) şansını denemek have a shot (at something/at doing something) v.
(bir şeyde/bir şeyi yapmakta) şansını denemek take a shot (at something/at doing something) v.
(bir şeyi yapmakta) zorlanmak be hard-pressed v.
(bir şeyi) istediği gibi yapmakta özgür bırakılmak get a free hand with (something) v.
(bir şeyi) yapmakta zorlanmak have a job doing/to do something v.
(bir şeyi yapmakta) işi zor olmak have a job doing/to do something v.
(bir şeyde/bir şeyi yapmakta) şansını denemek take a shot (at something/at doing something) v.
(bir şeyde/bir şeyi yapmakta) şansını denemek have a shot (at something/at doing something) v.
bir şeyi yapmakta aptalca ısrar etmek must needs do something v.
(bir şeyi yapmakta) zorlanan hard-pressed adj.
(bir şeyi yapmakta) özgür at liberty (to do something) expr.
(bir şeyi yapmakta) serbest at liberty (to do something) expr.