(biri/bir şey) konusunda - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

(biri/bir şey) konusunda



Sens de "(biri/bir şey) konusunda" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 2 résultat(s)

Turc Anglais
Phrases
(biri/bir şey) konusunda so far as (someone or something) is concerned expr.
Colloquial
(biri/bir şey) konusunda talking of (someone or something) expr.

Sens de "(biri/bir şey) konusunda" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 36 résultat(s)

Turc Anglais
Phrasals
(biriyle) biri/bir şey üzerinde/konusunda uzlaşmak compromise on someone or something (with someone) v.
(biriyle) biri/bir şey konusunda anlaşmaya varmak compromise on someone or something (with someone) v.
(biriyle) biri/bir şey üzerinde/konusunda uzlaşmak compromise (on someone or something) with someone v.
(biriyle) biri/bir şey konusunda anlaşmaya varmak compromise (on someone or something) with someone v.
(biri/bir şey konusunda) birine akıl danışmak consult (with) someone (about someone or something) v.
birini biri/bir şey konusunda utandırmak embarrass someone about someone or something v.
birini biri/bir şey konusunda mahcup etmek embarrass someone about someone or something v.
(biri/bir şey) konusunda bir mektup, e-posta göndermek write about (someone or something) v.
Phrases
biri/bir şey konusunda as regards somebody/something expr.
Colloquial
biri/bir şey konusunda talking of somebody/something [uk] expr.
biri/bir şey konusunda usta at home with someone or something expr.
biri/bir şey konusunda uzman at home with someone or something expr.
biri/bir şey konusunda yeterli at home with someone or something expr.
biri/bir şey konusunda yetenekli at home with someone or something expr.
Idioms
(biri/bir şey konusunda) aynı kafada olmak be of one/the same mind (about/on somebody/something) v.
birini (biri/bir şey hakkında/konusunda) güncellemek bring someone up-to-date (on someone or something) v.
birine (biri/bir şey hakkında/konusunda) son gelişmeleri anlatmak/bildirmek/aktarmak bring someone up-to-date (on someone or something) v.
(birine biri/bir şey) konusunda hesap vermek give (one) an account of (someone or something) v.
(birine biri/bir şey) konusunda açıklama yapmak give (one) an account of (someone or something) v.
(birine biri/bir şey) konusunda bilgi vermek give (one) an account of (someone or something) v.
(birine biri/bir şey) konusunda/hakkında hesap vermek give an account (of someone or something) (to someone) v.
(birine biri/bir şey) konusunda/hakkında açıklama yapmak give an account (of someone or something) (to someone) v.
(birine biri/bir şey) konusunda/hakkında bilgi vermek give an account (of someone or something) (to someone) v.
(birine biri/bir şey) konusunda/hakkında hesap vermek give someone an account of someone or something v.
(birine biri/bir şey) konusunda/hakkında açıklama yapmak give someone an account of someone or something v.
(birine biri/bir şey) konusunda/hakkında bilgi vermek give someone an account of someone or something v.
(biri/bir şey) konusunda/hakkında hesap vermek give an account of (someone or something) v.
(biri/bir şey) konusunda/hakkında açıklama yapmak give an account of (someone or something) v.
(biri/bir şey) konusunda/hakkında bilgi vermek give an account of (someone or something) v.
(biri/bir şey konusunda) abartılı davranmak go overboard (for somebody/something) v.
(biri/bir şey konusunda) ölçüyü kaçırmak go overboard (for somebody/something) v.
(biri/bir şey konusunda) abartılı davranmak go overboard (about somebody/something) v.
(biri/bir şey konusunda) ölçüyü kaçırmak go overboard (about somebody/something) v.
(biri/bir şey) konusunda bölünmüş divided on (someone or something) adj.
(biri/bir şey) konusunda ayrılığa düşmüş divided on (someone or something) adj.
(biri/bir şey) konusunda çok katı death on (someone or something) adj.