a long way - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

a long way

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Sens de "a long way" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 2 résultat(s)

Anglais Turc
Idioms
a long way n. çok uzun mesafe
a long way n. (bir şeyin olmasına) çok uzun bir yol

Sens de "a long way" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 66 résultat(s)

Anglais Turc
General
a long way to hoe n. zahmetli iş
walk a long way v. taban patlatmak
walk a long way v. taban tepmek
go a long way towards v. çok yararlı olmak
go a long way towards v. bir şeye çok katkıda bulunmak
walk a long way v. yol tepmek
come a long way v. büyük mesafe katetmek
come a long way v. gelişme kaydetmek
come a long way v. gelişme göstermek
goes a long way v. geniş bir alanı kapsamak
go a long way v. etkisi uzun sürmek
go a long way toward doing something v. bir şeye çok katkıda bulunmak
go a long way in doing something v. çok yararlı olmak
go a long way toward doing something v. çok yararlı olmak
come a long way v. çok fazla yol katetmek
a long way off adv. çok uzak
a long way off adv. çok uzakta
a long way from here adv. buradan çok uzakta
Phrases
a little goes a long way expr. az miktarda kullanımı yeterlidir
by a long way expr. açık ara farkla
Colloquial
a long way down the road expr. ...konusunda katedilecek daha çok mesafe var
Idioms
go back a long way v. birbirlerini çok uzun bir süredir tanımak
go a long way in doing something v. bir şeyin yapılmasına katkıda bulunmak
go a long way v. bir yere kadar yeterli/yararlı olmak
go a long way toward something v. çok yardımcı olmak
go a long way to something v. çok yardımcı olmak
have come a long way v. çok uzun yoldan gelmek
go back a long way v. çok eskilere dayanmak
have come a long way v. çok yol almış olmak
go back a long way v. geçmişe dayanmak
go back a long way v. eskiye dayanan bir ilişkileri olmak
go back a long way v. eskiye dayanan bir arkadaşlıkları/dostlukları olmak
have come a long way v. zorlukları aşmış olmak
go back a long way v. uzun bir geçmişe dayanmak
go a long way back v. (dostluk) eskiye/geçmişe dayanmak
go a long way back v. uzun bir geçmişe dayanmak
somebody will go a long way v. (çok) başarılı olmak
go a long way v. önemli başarı elde etmek
go a long way v. önemli mesafe kat etmek
go a long way toward v. -e çok katkıda bulunmak/katkısı olmak
go a long way toward v. '-e çok yararlı olmak
go a long way toward v. '-e çok yardımcı olmak
go a long way toward doing v. yapmaya çok katkıda bulunmak/katkısı olmak
go a long way toward doing v. yapmaya çok yararlı olmak
go a long way toward doing v. yapmaya çok yardımcı olmak
go a long way towards doing something v. bir şey yapmaya çok katkıda bulunmak/katkısı olmak
go a long way towards doing something v. bir şey yapmaya çok yararlı olmak
go a long way towards doing something v. bir şey yapmaya çok yardımcı olmak
go back a long way [uk] v. eskiye dayanmak
go back a long way [uk] v. geçmişe dayanmak
go back a long way [uk] v. birbirlerini çok uzun bir süredir tanımak
go back a long way [uk] v. eskiye dayanan bir arkadaşlıkları/dostlukları olmak
go back a long way [uk] v. eskiye dayanan bir ilişkileri olmak
have a long way to go v. kırk fırın ekmek yemesi gerekmek
have a long way to go v. daha yiyecek çok fırın ekmeği olmak
have a long way to go v. alacak/kat edecek çok yolu olmak
a long way to go expr. yapılacak çok şey (var)
a little bit (of something) goes a long way expr. (bir şeyin) birazı yeter
a little bit (of something) goes a long way expr. az miktarda (bir şey) yeterli olur
a little bit (of something) goes a long way expr. az miktarda (bir şey) iş görür
a little bit (of something) goes a long way expr. azıcık (bir şey) yeterli olur
will go a long way expr. (çok) başarılı olacak
Speaking
we don't have a long way to go expr. çok az kaldı
you have a long way to go expr. daha yiyecek çok fırın ekmeğin var
you have a long way to go expr. kırk fırın ekmek yemen lazım
summer is a long way off expr. yaza daha çok var