aging - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

aging

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Sens de "aging" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 23 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
aging n. yaşlanma
General
aging n. olgunlaştırma
aging n. yıllanma
aging n. ihtiyarlama
aging n. eskime
aging n. yaşlandırma
aging n. yıpranma
aging adj. yaşlanan
aging adj. kocayan
aging adj. ihtiyarlayan
aging adv. yaşlandırarak
Trade/Economic
aging n. alacaklı hesap sürelerinin incelenmesi
aging v. sıraya koymak
Technical
aging n. bir alaşımın düşük sıcaklıklarda dengeli olma eğilimi
aging n. yaşlandırma
aging n. yıpranma
Construction
aging v. yaşlandırmak
Automotive
aging n. yaşlanma
aging n. zaman yorulması
Psychology
aging n. yaşlanma
Food Engineering
aging n. olgunlaşma
aging n. olgunlaştırma
aging n. yıllanma (şarap)

Sens de "aging" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 122 résultat(s)

Anglais Turc
General
aging test n. yaşlanma testi
the aging population n. yaşlanmakta olan nüfus
the population that is becoming older the population that is aging n. yaşlanmakta olan nüfus
aging process n. yaşlanma süreci
anti-aging n. yaşlanmayı geciktirici
population aging n. nüfus yaşlanması
aging population n. yaşlanan nüfus
delay the signs of aging v. yaşlanma belirtilerini geciktirmek
reverse the effects of aging v. yaşlanma belirtilerini geciktirmek
have anti-aging effect v. yaşlanmayı geciktirici etkisi olmak
slow down the aging process v. yaşlanmayı geciktirmek
have anti-aging effect v. yaşlanmayı geciktirmek
slow down the aging process v. yaşlanmayı geciktirici etkisi olmak
anti-aging adj. yaşlanmayı geciktiren
anti-aging adj. yaşlanma etkilerini geciktiren
anti-aging adj. yaşlanma karşıtı
Idioms
be aging in place v. bulunduğu/olduğu yerde yaşlanmak
be aging in place v. bulunduğu/olduğu yerde yaşlanmak
Trade/Economic
aging of accounts receivables n. alacakların yaşlandırılması
aging receivables n. alacakların sıralanması
aging receivables n. alacakların vadelerine göre sıralanması
aging schedule n. alacakları yaşlandırma tablosu
debt aging report n. borç yaşlandırma raporu
aging schedule of accounts receivable n. yaşlandırılmış alacaklar çizelgesi
aging report n. yaşlandırma raporu
Politics
aging of the population n. nüfusun yaşlanması/yaşlanan nüfus
population aging n. nüfusun yaşlanması
population aging n. nüfusun yaslanması
aging populations n. yaşlanan nüfuslar
Technical
interrupted aging n. ara verilmiş yaşlanma
step aging n. aşamalı yaşlandırma
joint-aging time n. bağlantı yaşlandırma süresi
aging of magnet n. bir mıknatısın sürekli olarak manyetik etkisini arttırması
natural aging n. doğal yaşlandırma
natural aging n. doğal yaşlanma
natural aging n. doğal eskime
peak aging n. doruk yaşlandırması
sensitivity to aging n. eskimeye karşı hassaslık
accelerated aging n. eskime
photo-aging n. foto yaşlanma
real time aging n. gerçek zamanlı yaşlandırma
strain aging n. gerinim yaşlanması
strain aging n. gerinim yaşlandırması
accelerated aging n. hızlandırılmış eskitme
accelerated aging n. hızlandırılmış yaşlanma
accelerated aging conditions n. hızlandırılmış oksidasyon koşulları
thermal aging n. ısıl yaşlanma
thermal aging n. ısıl yaşlandırma
progressive aging n. ilerleyen yaşlanma
progressive aging n. ilerleyici yaşlanma
interrupted aging n. kesintili yaşlanma
self-aging n. kendiliğinden yaşlanma
self-aging n. özyaşlanma
aging test n. yaşlanma testi
non-aging steel n. yaşlanmaz çelik
aging test n. yaşlandırma testi
artificial aging n. yapay yaşlandırma
aging treatment n. yaşlandırma işlemi
aging furnace n. yaşlandırma fırını
aging coefficient n. yaşlandırma katsayısı
aging temperature n. yaşlandırma sıcaklığı
aging and weathering testing n. yaşlandırma ve iklimleme deneyi
aging period n. yaşlandırma süresi
aging time n. yaşlandırma süresi
non-aging steel n. yaşlanmayan çelik
Computer
aging interval multiplier n. eskime aralığı çoklayıcısı
stock aging n. stok yaşlandırma
Mechanic
artificial aging n. suni yaşlanma
Construction
rubber aging tester n. lastik yaşlandırma test cihazı
ozone aging test chamber n. ozon dayanım test odası
Automotive
tire aging n. lastik yaşlanması
artificial aging n. yapay yaşlandırma
Medical
reproductive aging n. reprodüktif yaşlanma
theories of biological aging n. biyolojik yaşlanma teorileri
biological aging n. biyolojik yaşlanma
brain aging n. beyin yaşlanması
skin aging n. cilt yaşlanması
biochemistry of skin aging n. cilt yaşlanmasının biyokimyası
skin aging n. cildin yaşlanması
molecular mechanisms of skin aging n. cilt yaşlanmasının moleküler mekanizmaları
skin aging n. deri yaşlanması
aging effect n. eskime etkisi
early skin aging n. erken deri yaşlanması
premature skin aging n. erken cilt yaşlanması
premature skin aging n. erken deri yaşlanması
premature aging n. erken yaşlanma
photo-aging n. erken yaşlanma
genomic aging n. genomun yaşlanması
cell aging n. hücre yaşlanması
model of accelerated aging n. hızlandırılmış yaşlanma modeli
hair aging n. saç yaşlanması
nail aging n. tırnak yaşlanması
anti-aging cream n. yaşlanma karşıtı krem
anti-aging cream n. yaşlanma önleyici krem
anti-aging cosmeceutics n. yaşlanma karşıtı kozmesötikler
aging heart n. yaşlanan kalp
aging patients n. yaşlı hastalar
aging effect n. yaşlanma
Psychology
primary aging n. birincil yaşlanma
secondary aging n. ikincil yaşlanma
aging out n. uslanma
aging in place n. yerinde yaşlanma
Dentistry
accelerated aging n. hızlandırılmış yaşlandırma işlemi
Physics
strain aging n. deformasyon yaşlanması
Chemistry
aging half-time n. yaşlanma yarı-zamanı
Biology
cell aging n. hücre yaşlanması
cellular aging n. hücresel yaşlanma
Social Sciences
aging of society n. toplumun yaşlanması
aging of society n. toplum yaşlanması
Sport
journal of aging and physical activity (japa) n. yaşlılık ve fiziksel aktivite dergisi
Cinema
digital de-aging n. dijital gençleştirme
digital de-aging n. filmlerde yaşlı aktörlerin yüzlerini görsel efektlerle gençleştirme
Modern Slang
aging beauty n. yaşlanmakta olmasına rağmen gençliğinde sahip olduğu güzelliği korumaya çalışan kadın
aging gracefully n. yaşlanma sürecini kabul ederek/doğal karşılayarak yaşlanma
aging hipsters n. yaşlanan hipsterlar
aging gracefully n. doğal bir şekilde yaşlanma
aging hipsters n. yaşlı hipsterlar
aging gracefully n. estetik müdahale olmadan hoş bir şekilde yaşlanma
be aging like a president v. stres ve fazla çalışma yüzünden normalden daha hızlı yaşlanmak
be aging out v. yaşlanmak
be aging out v. yaşı geçmek
be aging out v. (bir şey için) fazla yaşlı/yaşı büyük olmak